ATAK HELİKOPTER, T625'İN YOLUNU AÇTI
Türk savunma sanayisi tarihinin tek kalemdeki en büyük ihracatının gerçekleşmesini sağlayan Atak helikopteri, sunduğu kazanımlarla Özgün Helikopter Programı'na önemli katkılar sağladı.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve diğer ihtiyaç sahibi makamların genel maksat helikopteri ihtiyaçlarının özgün bir platformla karşılanması hedefiyle yürütülen Özgün Helikopter Programı Sözleşmesi, Savunma Sanayii Başkanlığı ile Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) arasında imzalanarak 6 Eylül 2013'te yürürlüğe girdi.
15 Eylül 2015'te Sistem İsterleri, 20 Ekim 2016'da Ön Tasarım, 28 Aralık 2016'da Dinamik Sistemler Kritik Tasarım, 29 Eylül 2017'de Kritik Tasarım ve 17 Ağustos 2018'de Rotor Sistemi Teste Hazırlık Gözden Geçirme aşamaları tamamlandı.
Program kapsamında Özgün Helikopter’in erken ilk uçuşu 6 Eylül'de başarıyla gerçekleştirildi.
Mühendislik bilgisi Atak'ta olgunlaştı
T625 helikopterinin ilk uçuşunu aylar önce açıklanan gün ve saatte başarıyla yapmasının arkasında TUSAŞ'ın helikopter teknolojilerinde yıllardır geliştirdiği altyapı ve bilgi birikimi yatıyor.
Projeye, özellikle Atak helikopterinde elde edilen tecrübeler çok önemli katkı verdi. Türkiye ve TUSAŞ, Atak helikopteriyle teknik bilgi, insan kaynağı, prestij, kendine güven, imkan ve kabiliyet, tesis, yatırım, bakım, işletme, satış, pazarlama gibi çok farklı alanlarda kazanımlar elde etti.
Türkiye'nin Atak gibi üstün performansa sahip bir taarruz helikopterine sahip olması genç nüfus ve büyük bölümü genç olan mühendisler üzerinde pozitif etki yarattı. Atak helikopterinde görev yapan 25-30 yaşındaki mühendisler, 35-40 yaşına geldi ve ciddi deneyimler elde etti. Bu mühendislerin motivasyon ve yetkinliği, T625'e yönelik çalışmaların başarısında önemli rol oynadı.
Bunun yanında yine Atak ile birlikte gelişen ve proje yönetiminde büyük önem taşıyan olumsuzluklar karşısında nasıl davranılacağı, kriz yönetimi ve doğru öngörülerde bulunabilme gibi yetenekler de T625 çalışmalarına yardımcı oldu.
Gurur ve gözyaşı
T625'te bugüne kadar ortaya konulan başarı için kurumsal ve bireysel anlamda önemli özveride bulunuldu.
TUSAŞ'ın genel müdüründen çaycısına, şoföründen tasarım mühendisine kadar herkes projeye katkı verdi. İlk uçuşun açıklanan gün ve saatte gerçekleşebilmesi için çalışmaların yoğunlaştığı dönemde yaklaşık 1 ay evini göremeyenler, ailesinden günlerce uzak kalanlar oldu, izinler ve tatil planları iptal edildi.
Proje ekibinde yer alanlar aile hasretini TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil'in, ilk motor çalıştırmanın ardından verdiği akşam yemeğinde giderdi. Günlerce ailesini göremeyen çalışanlar, aileleriyle yemek vesilesiyle bir araya geldi.
Bu özverinin karşılığı ilk uçuşun başarıyla gerçekleşmesiyle alınırken, çalışanların yaşadığı haklı gurur zaman zaman mutluluk gözyaşlarına dönüştü.
2 yılda 100'den fazla test
T625'i bundan sonra uzun ve zorlu bir süreç bekliyor. Helikopter yaklaşık 2 yıl boyunca bir dizi yer ve uçuş testine tabi tutulacak. Helikopter ve sistem seviyesinde 100'den fazla test yapılacak. Sivil kullanımı da olacak T625, bu nedenle askeri helikopterlerden farklı olarak sivil sertifikasyondan da geçecek.
Helikopter ailesinin temelleri atıldı
Türkiye, helikopter teknolojisine yönelik çalışmalara taarruz helikopteriyle en zorundan başladı.
Kısa sürede ve acil ihtiyaçları karşılanması amacıyla var olan bir tasarım üzerinden Türkiye'nin ihtiyaçları doğrultusunda Atak helikopteri üretildi.
Türk savunma ve havacılık sanayisi, Atak helikopteriyle aviyonik sistemler, silah sistemleri, helikopter gövdesi, pal, haberleşme sistemleri tasarlama ve üretme, entegrasyon, lojistik destek, eğitim, işletme, tanıtım, pazarlama konularında pek çok kazanım elde etti.
Bunların en kritik olanlarından biri transmisyon geliştirilmesi oldu. Elektronik sistemler, motor, iniş takımı gibi çeşitli bileşenleri dışarından temin edebilen helikopter üreticileri, transmisyonlarını kendileri yapıyor. Transmisyon helikopterin performansını, kabiliyetini doğrudan etkiliyor.
Türkiye, sahip olduğu teknolojiyle kendi transmisyonunu yaptı. 6 tonluk T625'te kullanılan bu teknolojiyle ihtiyaçlar doğrultusunda 1,5, 5, 10 ton gibi farklı modellerde helikopterler geliştirilebilecek, bir helikopter ailesi oluşturulabilecek. TUSAŞ, bu teknoloji sayesinde dünyanın önde gelen helikopter üreticilerinden biri olma fırsatını da yakalamış oldu.