TÜBİTAK’tan İznik Çinisi’ne “Nano” Dokunuş

TEKNOLOJİ

TÜBİTAK, İznik Çinisi’nin üretiminde eski tekniklerle nanoteknolojiyi buluşturdu. İznik Çinisi, nano boyuttaki uygulamalar ile daha parlak, canlı ve dayanıklı hale getirildi.

TÜBİTAK’tan İznik Çinisi’ne “Nano” Dokunuş
TÜBİTAK, İznik Çinisi’nin üretiminde eski tekniklerle nanoteknolojiyi buluşturdu. İznik Çinisi, nano boyuttaki uygulamalar ile daha parlak, canlı ve dayanıklı hale getirildi.

Ünü sınırları aşan ve bileşimindeki yüksek oranda kuvars nedeniyle "üretilmesi imkansız seramik” olarak tanınan İznik Çinisi’nin geleceğe taşınması amacıyla TÜBİTAK MAM Malzeme Enstitüsü ile İznik Eğitim ve Öğretim Vakfı 1990’lı yıllardan bu yana ortak projeler gerçekleştiriyor. Son olarak 2010 yılında başlayan ve TÜBİTAK ARDEB 1001 Programı kapsamında desteklenen “Nanobilim ve İleri Nano-Yapılı Malzeme Sistemleriyle İznik Çinileri Kültür Mirasımızın 21. Yüzyıla Taşınması” projesi başarıyla tamamlandı.

9. yüzyılda kullanılan ve tarihin ilk nanoteknoloji uygulaması olarak bilinen “lüster” yöntemi, TÜBİTAK araştırmacılarının çalışmaları ile İznik Çinisi’nde hayat buldu. Seramik üzerine renkli bir yüzey efekti veren dekorasyon tabakası olan ve metalik parlaklık sağlayan bu yöntem ile İznik Çinisi’nin ürün performanslarının iyileştirilmesi sağlandı.

1000 Yıllık Teknik İznik Çinisi’ne Uygulandı

Projede dört katmandan oluşan İznik Çinisi’nin astar ve sır tabakasında kullanılan hammaddelerinin fiziksel, kimyasal ve teknolojik özellikleri belirlendi. Optimum astar, desen boyası ve sır kompozisyonları saptanarak, çini desenlerinde nanoboyutlu pigmentler kullanıldı ve çinilerin renk performansları tespit edildi. Projede çini desenlerinde nano-pigment kullanımı ile sıraltı renklerin daha parlak ve canlı olması sağlanırken, ilk defa gerçekleştirilen lüster uygulaması ile çini sırlarına gümüş nano taneler eklendi.

İznik Çinisi’nde Nanoteknoloji İlk Kez Kullanıldı


Projenin Yürütücüsü Dr. Esin Günay, yaptıkları çalışma ile İznik Çinisi’nin nanoteknolojiyle birleştirilmesi konusunda bir ilki başardıklarını söyledi. İlk olması nedeniyle özgünlük ve dünya literatürüne katkı anlamında önemli sonuçlar elde ettiklerini ifade eden Günay, “Proje, tarihten ders alarak gelecek teknolojileri geliştirmek konusunda fayda sağladı. 9. yüzyılda kullanılan bir tekniği günümüzde tekrar uyguladık ve tarihi seramiklere hayat veren teknolojiyi yeniden canlandırdık. Bu yöntemin tarihte İznik Çinisi’ne uygulaması yok. Proje ile çinilerin sır içi ve üzerinde nano boyutlu gümüş ve bakır taneler kullanıldı. Bu sayede ürettiğimiz çinilerde renkler daha canlı ve daha dayanıklı oluyor. Geliştirdiğimiz bu teknik, eski tarihi seramiklerin tekrar üretilmesinde ve enerji verimli cam elde edilmesinde kullanılıyor” dedi.

Geliştirilen tekniğin farklı alanlardaki kullanımına dikkat çeken Günay, şunları söyledi: “Kullandığımız iyon yer değiştirme tekniği ile İznik Çinisi sırlarında ve sır içerisinde elde edilen nanotanelerin, benzer yöntemle farklı bileşimlerdeki cam ve seramik sırlarına uyarlanmasının da mümkün olabileceğini gördük. Bu bağlamda proje kapsamında İznik sırlarında uygulanan lüster teknolojisinin gelecekte dünyada ve ülkemizde camların renklendirilmesinden, nanometal katkılı camların ve nanometal cam hibrit kompozitlerinin üretimine kadar değişen alanlarda kullanılabileceğini öngörmekteyiz”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.