2025 yılı içinde telefonun ortadan kalkacağını öngören Ziya Erdem, görüşmelerin vücuda takılacak bir bant ekran sayesinde yapılacağını ifade etti.
İsveçli iletişim ve teknoloji devi Ericsson, 4.5G ile birlikte yatırım ve istihdam atağına kalktı. Bu kapsamda Ar-Ge ekipleri için 150 kişiyi işe alacaklarını belirten Ericsson Türkiye Genel Müdürü Ziya Erdem, yerli imalatla ilgili mevzuat netleştiğinde 4.5G için ekipman ve yazılım üretimi yapacaklarını söyledi.
Türkiye’de 1 Nisan’dan itibaren kullanılmaya başlanan 4.5G teknolojisi operatörler ve son kullanıcılar kadar iletişim, teknoloji ve hizmet sağlayan firmaları da etkiledi. 130 yıldır Türkiye’de faaliyet gösteren İsveçli Ericsson da bu şirketlerden biri. 4.5G ile birlikte Türkiye’de üretim tesisi kurma kararı aldıklarını söyleyen Ericsson Türkiye Genel Müdürü Ziya Erdem, mevzuattaki ‘yerlilik’ konusunun netleşmemesinin ellerini kollarını bağladığını belirtti.
Erdem, 2017 yılı içinde bu konunun çerçevesi net bir şekilde belli olursa baz istasyonu ve çekirdek şebeke ekipmanlarını üretebilecek yatırımı yapacaklarını ifade etti. Yazılım üretme alanında da çalışmalar yaptıklarını vurgulayan Erdem, 4.5G ile birlikte Ar-Ge departmanlarında görevlendirilmek üzere 150 kişiyi işe alacaklarını da dile getirdi.
Türkiye’de yerli yazılım üretimine başlamanızın önündeki engel nedir?
– Yerli imalatla ilgili mevzuat bizden ekipman ve yazılım üretimi istiyor. Ancak pek çok konu hala muğlak. Yazılımda çok genelleme yapılamıyor. Herhangi bir IT şirketinin yazılımıyla, telekom endüstrisinin ihtiyacı olan yazılım arasında çok büyük farklılıklar oluşabiliyor. Tüm dünyanın kullandığı 4.5, 5G gibi standartların altyapısal desteğini sağlayan yazılımlar ise bizim gibi global organizasyonların dünya sathında ortak çalışarak geliştirdikleri platformlar. Çünkü telekom şebekeleri birbiriyle uyumlu olmak durumunda. Telefonunuzla seyahat ettiğinizde dünyanın her yerinde kullanabiliyor olmanız lazım. Bu standardizasyonu sağlayan organizasyonlar var. Onların da yazılımları tanımlama ve onaylama biçimleri var. Global oynanan oyunun yazılım anlamında Türkiye nasıl bir parçası olması gerekiyor buna bakılmalı. Ar-Ge ekibimizin yapacağı yazılımların, yerli yazılım kapsamında değerlendirilecek kriterlerinin uluslararası normlara uygun bir şekilde belirlenmesi ve tanımlanması gerekiyor.
Ekipman üretimindeki sıkıntı ne?
– 4.5G şebeke kurulumunda mevzuata göre ilk yılın sonunda yüzde 30, ikinci yılın sonunda yüzde 40, üçüncü yılın sonunda yüzde 45’lik yerlilik şartını karşılamak gerekiyor. Ekipman üretiminde de bor denilen ana kart ve ciplere ‘akıl veren’ cihazların üretimi söz konusu. Dünyada bunların 2-3 tane üreticisi var ve toplam ekipman maliyeti içindeki payları çok yüksek. Dolayısıyla siz bunları ithal ettiğiniz süre içinde yüzde 51 oranında imal edilecek ekipmanın yerli üretim koşulunu yerine getirmemiş oluyorsunuz. Bunun hafifletilmesi gerekiyor. Ana kart ve çipi biz üretecek durumda değiliz. Dünyada bu alanda üretim yapan belli firmalar var ya onların Türkiye’ye yatırım yapması gerekiyor ya da bizim bunları ithal etmemiz.
Sizce bu konular ne zaman bir karara bağlanır?
– Mevzuat konusunun 2017 yılı içinde netleşeceğini düşünüyorum. Biz de ondan sonra hareke geçeceğiz. Ya baz istasyonlarında bulunan ekipmanları ya da içinde akıllı cihazların yer aldığı çekirdek şebeke ekipmanlarının üretimini yapacağız. Her ikisini birden üretecek tüm fizibilite çalışmalarımız da hazır. Bu konuda farklı alternatifleri de değerlendirebiliriz. Mesela Türkiye’de IT endüstrisine yönelik ekipman üretimi yapan firmalarla işbirliği yaparak ürünlerimizi onlara ürettirebiliriz. Ya da şu anda yurtdışında üretim yaptırdığımız firmaların halihazırda Türkiye’de yatırımları var. Onlarla birlikte benzer bir çalışma da yapabiliriz.
Peki, Türkiye ve çevre ülkelerin içinde bulunduğu mevcut durum üretim tesisi planınızı etkiledi mi?
– Ericsson 140 yıllık bir marka. Dünyanın 180 ülkesinde faaliyet gösteriyoruz. Bu olaylar sadece Türkiye’de yaşanmıyor. Hiçbir zaman hiçbir ülkeden çekilmedik ama ticari koşulları da göz önünde bulundurmanız gerekiyor. Karlılık çerçevesinde gereken tüm yatırımları yaparız. Türkiye büyük bir pazar bizim için. 20 yıldır burada mobil iletişim endüstrisine hizmet veriyor. Sabit telekom hizmeti veren kuruluşla birlikte 130 yıldır buradayız. Türkiye’deki şartlar neyi gerektiriyorsa onu yapacağız. Devamlılığımızı sürdüreceğiz.
Üretimden sonra ihracata da başlayacak mısınız?
– Yerli üretimde çerçeve belli olmadığı için net bir şey söyleyemiyorum. Ama bu yatırım kapsamında üretilecek ürünün Türkiye yanında, Ortadoğu ve yakın bölgelere ihracatı da söz konusu olabilir.
4.5G’de iki yılda kaç aboneye ulaşılır?
– 4.5G kullanıcılara hız ve kapasite artırımı sağlıyor, bir de gecikmeyi azaltıyor. Bu nedenle iki yıl içinde 4-5 milyon kullanıcıyı bulur. Artabilir de çünkü 10 kat hız farkı var. Yatırım açısından baktığımızda da 4.5G halihazırda var olan bir şebekenin üzerine yapılan yatırımlardan oluşacağı için Türkiye’de önümüzdeki iki yılda üç operatörün sadece bu alana yapacağı yatırım 1 milyar dolar seviyesinde olacaktır. “20-25 milyar dolar harcanacak” deniyor ama öyle bir dünya yok.
‘Ameliyatları robotlar yapacak’
Önümüzdeki 4-5 yıl içinde teknolojik gelişmelerin tavan yapacağını belirten Ziya Erdem, ABD’deki bir doktorun 5G teknolojisi sayesinde Türkiye’deki hastasını robotlar vasıtasıyla gerçek zamanlı olarak ameliyat edebileceğini söyledi. Erdem, “Şoförsüz araçların da gerçek olabilmesi için 5G şebekesinin olması lazım. Kablosuz bir ortamda bu araçların yüzlerce sensör sayesinde diğer araçlarla haberleşebilmesi ve herhangi bir kazaya sebep olmadan hareket etmesi gerekiyor” dedi.
‘9 yıl sonra telefonlar kalkacak’
2025 yılı içinde telefonun ortadan kalkacağını öngören Ziya Erdem, görüşmelerin vücuda takılacak bir bant ekran sayesinde yapılacağını ifade etti. Erdem, “Bir bantla rahatlıkla tüm işlemler yapılacak. Hologram teknolojileri daha etkin bir şekilde kullanılacak” dedi. Erdem, şöyle devam etti: “Japonya’nın 2020 olimpiyatlarıyla ilgili bir planı var. Eğer yapabilirlerse 5G’yi kullanarak dünyadaki tüm olimpiyat statlarında Japonya’daki müsabakaları canlı olarak hologram teknolojisiyle yayınlayacaklar.”
‘Dronlar akıllanmaya başladı’
DRONLARIN giderek akıllandığını belirten Erdem, “30 dron birbirine dokunmadan konumunu bilip hareket edebiliyor. Hatta inşaat bile yapabiliyorlar” diye konuştu. Erdem, dronların 100’lerce sensör sayesinde gerekli hesaplamaları yaparak havaya atılan hulolop çemberinin içinden geçebildiğini de dile getirdi.
‘Türkiye’deki insan kaynağı Hindistan’ı geçer’
Üniversitelerin mühendislik fakültelerinde okuyan 3’üncü ve 4’üncü sınıf öğrencilerini önce stajyer sonra da tam zamanlı olarak şirketin Ar-Ge departmanında istihdam ettiklerini belirten Ziya Erdem, “Gençleri yazılım geliştirmeleri için işe alıyoruz ve yurt dışındaki ofislerimizde farklı projelerde görevlendiriyoruz” dedi. Şu anda Ar-Ge’de 600 kişinin çalıştığını söyleyen Erdem, 4.5G kapsamında iki yıl içinde 150 kişiyi daha işe alacaklarını ifade etti. Türkiye’deki insan kaynağının potansiyelinin Hindistan’ı geçebilecek düzeyde olduğunu vurgulayan Erdem, istihdam ve katma değer yaratmak için yazılım geliştirme alanına daha çok ağırlık verilmesi gerektiğini söyledi.
YENİ YÜZYIL GAZETESİ