CAN ATAKLI : BAŞBUĞ BİRAZ GEÇ KALDI

SİYASİ

CAN ATAKLI : BAŞBUĞ BİRAZ GEÇ KALDI

Genelkurmay Başkanı görev süresinin sona ermesine az bir zaman kala art arda gazetecilerle görüşüyor, açıklamalar yapıyor. Gerçi Başbuğ ilk kez konuşmuyor ama bu kez söyledikleri eskilerine oranla daha açık, daha net.

Ama geç kalmış değil mi?

Ergenekon konusundaki sözlerini şaşırarak izledim. Çünkü Genelkurmay Başkanı “haksızlıklar” yapıldığını söylüyor. Sonra da “yargı devam ediyor” gibi pek de anlamlı olmayan bir bahanenin arkasına geçiyor.

Yargı devam edebilir, Türk Silahlı Kuvvetleri hukuka saygının gereğini yerine getirebilir, ama bu haksızlığı ortaya çıkarmak için çaba harcanmasının önüne geçmez.

Madem generaller, subaylar ya da askeri kişilere haksızlık yapılıyor, en azından bu kişilere hukuki desteğin esirgenmemesi de gerekir.

Oysa haklarında dava açılan, tutuklanan asker kişiler mahkemelerde tamamen kendi olanaklarıyla savunma yapıyorlar.

Ayrıca sadece savunma hakkı konusunda değil, Genelkurmay haksız noktaları da açıklığa kavuşturmak zorundadır. Nerede ve nasıl haksızlık yapıldığını söylemek ve bunun hukuki belgelerini ortaya koymak herhalde yargıya saygısızlık veya yargıyı etkilemek olmaz.

Bir başka nokta da ‘siper’ konusunda dikkat çekiciydi. Başbuğ’un konuşmasından anladığımız kadarıyla Başbakan’ın sınırdaki bir sipere götürülmesi tamamen Genelkurmay’ın inisiyatifinde gelişmiş. Başbakan nereye ve neden gideceğini bilmiyormuş. Başbakan’ı sipere götüreceksiniz, askeri bir önlem olarak çömelmesini isteyeceksiniz, sonra bunları basına vereceksiniz, ardından ana muhalefet liderine de benzer bir prosedür uygulayacaksınız, onun için siperlerde oynama yapacaksınız ve en sonunda da “Siper tartışması bitsin” diye yakınacaksınız.

Genelkurmay’ın bir halkla ilişkiler hatasının faturası neden medyaya kesiliyor anlayamıyorum.

Obama olsam derdim ki

Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Cem Toker‘den bir mesaj aldım. Toker “bir başarı öyküsü” gibi sunulmaya çalışılan İsrail ilişkilerini Amerika üzerinden sürdürme çabalarıyla hayli “dalga geçen” bir metin yazmış.

İsrail’le gizli toplantı, Obama’nın “uluslararası soruşturmayı istemeyin, sizin de başınızı sıkıntıya sokar” açıklamasından sonra Toker’in yazısını okuyunca insanın içine sanki Obama bunları gerçekten söylemiş gibi duygu yayılıyor. Siz de okuyun, kararınızı verin. Acaba Obama aslında bu hayali cümleleri mi söyledi yoksa Erdoğan’a:

“Başında terör belası var. İstihbarata ihtiyacın var. Başta helikopterler olmak üzere, modern silahlara ihtiyacın var. Savaş uçaklarını kaldırabilmen için benim programlarıma ihtiyacın var.

Bütün bunları sana verebilmem için Kongre’nin onayı lazım. Amerika, ‘Ben ne dersem o olur’ şeklinde bir muz cumhuriyeti değil. Kongre’de Yahudi lobisi çok güçlü. Bu Kasım ayında Amerika’da milletvekili genel seçimi var.

İstersen artılarını eksilerini bir daha düşün. Arap sokaklarında kahraman olmak kolay ama Washington ve Brüksel‘de bu tavırlar işlemez.

Tamam, benden öncekiler ‘Seni ve yönetimini İslam dünyasına model olarak destekleyeceğiz’ demiş ama sen de biraz sınırlarını bilerek kontrollü git. Mısır’dan Mübarek, Ürdün’den Hüseyin hatta Suudlar bile senden şikâyetçi olmaya başladı.

8 senedir demokratik reform yapıyorum diyorsun ama ne Amerikan ne Avrupa kamuoyunda bir karış yol katediyorsun. Savaş halinde olmamana rağmen, ülkende siperleri ziyaret ediyorsun. Gerçek bu iken, Sıfır Problem Bakanın hızını alamadı, Doğu Kudüs’ü kurtarmaktan bahsediyor.

Haddim olmayarak, değerli dostun Ahmedinecad kafası ile değil, bu gerçekleri görerek politikalarını belirlemeni öneririm. Beni ve geleneksel müttefiklerini çok zor durumda bırakıyorsun.

Aytaç Durak görevine iade edilecek mi?

İlk günden beri yazıyorum, eski Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak hakkında bazı yolsuzluk iddiaları olabilir. Bunların doğru olup olmadığını takdir edebilecek kadar bilgi ve belge yok elimizde. Ancak olayın hukuki sürecindeki aksaklıkları da hep gördük.

AKP’den aday gösterilmeyen, bunun üzerine MHP’ye geçen ve seçimi yine kazanan Durak, bir ayak oyunu ile görevinden alındı. Hakkında aylardır sürdürülen müfettiş incelemesi nihayet tamamlandı.

İşe bakın ki Durak hakkında iddialar içeren 28 dosyanın 27’si asılsız çıktı. Kalan tek dosya ise Durak’ın görevden alınmasına neden olan bir suçlama değil. Bu durumda Durak’ın görevinin iade edilmesi gerekmiyor mu?

Türk hakem yok

Dünya Kupası’ndan önce spor basınında hayli yer aldı aslında ama ben izledikçe kahrolduğum için bir kere daha yazmak istiyorum. Dünya Kupası’nın sonuna doğru geliyoruz. Büyük bir talihsizlik eseri bu şampiyonada yokuz. Ama ne gariptir hakemlerimiz de yok. Adını ya da haritada yerini bilmediğimiz ülkelerden gelen hakemler maç yönetiyor da bizim tek hakemimiz bile sahaya çıkamadı.

Bir taraftan gerek kalite gerek tesis gerekse anlayış açısından futbolun ilerlediğini söyleyeceğiz, öte taraftan futbolun en önemli unsurlarından biri olan hakemlerimiz dünya sıralamasında hiç olmayacak.

Demek ki burada bir arıza var. Futbol Federasyonu Dünya Kupası’ndan sonra sorunu ele almak ve sorumlulardan hesap sormak zorundadır. Kaynak
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.