Son dönemlerde sıkça duyduğumuz “Direksiyon başında kalp krizi geçirerek kaza yaptı” haberlerinin de kaynağı olan bu sorun pek çok kişiyi yakından ilgilendiriyor. Memorial Şişli Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Sabri Demircan, trafik stresinin kalp sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri hakkında bilgi verdi.
Araç kullanırken kalp krizi riskine dikkat!
Ülkemizde meydana gelen trafik kazaları, yüzde 94 oranında insan kaynaklı olarak gerçekleşmektedir. Trafik kazalarına yol açabilen ani kalp problemlerinin en temel sebebi, stres, sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşamdır. İlerlemeyen trafiğin içinde sıkışıp kalma hissi de, günlük yaşamda fiziksel ve ruhsal sağlığımız açısından büyük bir tehdit unsurudur. Özellikle trafikte yaşanan tartışmalar, aşırı strese yol açarken kalp krizini de tetikleyebilmektedir.
Trafik stresi kalp hızını artırıyor
Stres bir insanın savunma mekanizmasıdır. Bir insan sinirlendiği zaman ya da başa çıkamayacağını düşündüğü bir durumla karşılaştığında, beyin vücuda bazı sinyaller gönderir ve alarm durumuna geçilir. Bu durumda nefes alışverişi hızlanır, vücut ısısı yükselir, kalp daha hızlı çarpmaya başlayabilir. Ancak bu durumun aşırıya kaçması ve öfke kontrolsüzlüğü, düzensiz ve sağlıksız bir hayatla birleştiğinde sadece ruhsal çöküntüye değil, kalp krizine de neden olabilmektedir. Araştırmalar aşırı stresin kalp- damar hastalıkları ve beyinde bazı problemlerle ilgili riskleri artırdığını göstermektedir.
Uzun süren ve geçmeyen stres, kanda adrenalin ve kortizon adı verilen hormonların düzeyini artırmaktadır. Bu durum damarların iç tabakasına zarar verebilmektedir. Uzun süreli stres, damarların içindeki kanın akışkanlığını etkileyerek, kalp ve damar hastalıklarının oluşumuna zemin hazırlayabilmektedir. Sigara kullanımı, hareketsiz yaşam, yanlış beslenme alışkanlıkları gibi faktörlerin tümü de kalp ve damarları olumsuz etkilemektedir. Damarların ve kalbin gereğinden fazla kasılması nedeniyle ani kalp krizleri de meydana gelebilmektedir.
Direksiyon başında bu belirtilere dikkat!
Bazı bireylerin araç kullanırken yoğun bir stres altına girmesi kaçınılmaz olabilir. Ancak pek çok insan bu stresi ciddi bulmamakla birlikte bazı belirtileri de atlamaktadır. Trafikteyken yaşanabilecek bazı durumlarda aracın uygun bir yere çekilerek durdurulması ve en yakın sağlık kuruluşundan yardım alması gerekmektedir:
Uçakta da yaşanabilir
Bazı kişilerin ciddi anlamda uçak fobisi bulunmaktadır. Uçuş korkusu yaşayan insanların uçağa binmelerinde ısrarcı olunmaması hem onların sağlığı hem de uçuş emniyeti açısından hayati önem taşımaktadır. Trafikte ortaya çıkan stresin hemen hemen aynısı uçakta da yaşanabilmektedir. Bunun yanında düşme, yükseklik, türbülans korkusu bu stresi artırabilmektedir. Uçak yolculuğu kalp krizi riskini artırmamaktadır ancak kalp hastalarına ya da risk altındaki kişilere olumsuz etkilerde bulunabilir. Yolculuk öncesi uçağa yetişme telaşı, bilet işlemi kuyrukları, bagaj taşıma, rötar durumu veya hava muhalefeti kişiler üzerinde bir stres oluşturur. Bu strese yükseklik korkusu, uçağın kalkışı ve ani yükselişi ile hava boşluklarındaki ani irtifa kayıpları eklendiğinde yolcular zor anlar yaşayabilmektedir. Uçakla seyahat korkusu da ayrı bir risk teşkil etmektedir. Bunun yanı sıra; yakın zamanda kalp krizi geçiren, stent takılan, bypass geçiren, kontrolsüz yüksek tansiyon ile ritim bozukluğu yaşayan ve bacak damarlarında pıhtı tespit edilen kişilerin tamamen iyileşmeden uçakla yolculuk etmemeleri önerilmektedir.
Düzenli kalp kontrolü çok önemli
Özellikle aile öyküsünde kalp hastalığı olan kişilerin sağlık kontrollerini ihmal etmemesi önemlidir. Uygunsa belirli aralıklarla kalp check up’ı yaptırılabilir. Özellikle sigara kullanan, tansiyon, kolesterol yüksekliği ya da şeker hastalığı olan kişilerde kontroller daha sık yaptırılmalıdır.