Ülke genelinde bir üne sahip olan bu üzüm çeşidi Erzincan İli Üzümlü ilçesi sınırları içerisinde yetişmektedir.
Bölgenin toprak yapısı ve bu ziraatin uzun yıllardan beri özenle yapılması, çeşidin genetik yapısı ve çevre koşullarının uygunluğu göz önüne alındığında cimin üzümü olarak bilinen bu çeşidin mikroklima alanı olarak sadece Üzümlü ilçesi sınırları içerisinde yetiştirildiği ortaya çıkar. Bu üzüm çeşidi orta erkenci bir üzüm çeşidi olup, kendine has kabuk yapısı, tat ve aroması ve dane iriliği gibi özellikleri nedeniyle sofralık üzüm grubuna girer. Cimin üzümü gerek dane iriliği ve gerekse diğer sayılan özellikleri nedeni ile yetişen diğer üzüm çeşitlerinden farklılık arz eder.
Literatürde geçen bu üzüm çeşidinin ülke genelinde tanınması nedeniyle Erzincan’ı ziyarete gelen gerek devlet adamları ve gerekse yerli turistler çoğunlukla bu ilçemizi ziyaret ederek bu üzümden tatmaktadırlar. Ayrıca bu ilçemizin lavaş ekmeği de meşhurdur. Zaten cimin üzümü de lavaş ekmeği ve tulum peyniri ile yenildiğinde değişik bir lezzet vermektedir.
Cimin Üzümü Türk Patent Enstitüsü tarafından sertifika alarak Ülke genelinde sayılı ürünler arasında yerini almıştır.
Bilinen en eski meyvelerden biri kara üzüm.Anavatanı Asya'dır.Tarihçesi M.Ö.5000 yılına kadar dayanır.Diğer meyvelerle oranla daha fazla çeşide sahip olan türlerden biridir.10.000'in üzerinde üzüm çeşidi bulunduğu tahmin edilmektedir.Anavatanı Anadolu olan çeşitler 1200' ün üzerindedir.Bunların 50-60 kadarının ekonomik üretimi yapılmaktadır.
Kara üzümün, koroner kalp hastalıkları ve kanser gibi ölüm oranı yüksek hastalıkları önlediği ve bu hastalıkları tedavi edici özelliği olduğu bir çok uzman tarafından söyleniyor..Kara üzümün kabuklarında bulunan ve fitoaleksin grubu bileşiklerinden olan 'resveratrol'ün kanser oluşumunu engellediği, düşük yoğunluktaki yağlı bileşiklerin okside olarak kılcal damarlarda birikmesini engelleyerek kalp krizi riskini azalttığı da tüm uzmanların ortak bulgusu.Antioksidant olarak görev yapan resveratrol, nemli bölgelerde yetişen ve renkli olan üzümlerin kabuk kısımlarında bol miktarda bulunmaktadır. Dolayısıyla Karadeniz Bölgesi'nde yetişen kara üzümlerde bu madde bol miktarda mevcuttur.
Kara üzümün yüksek şeker içeriği dolayısıyla kalori değeri fazla olan bir besin maddesidir. Beslenme değerini oluşturan maddelerin niteliği ve miktarı taze veya işlendikten sonra dönüştüğü ürüne bağlı olarak değişmektedir. Bazı karaciğer hastalıkları ve kansızlığın tedavisinde de etkili olan kara üzüm, içerdiği meyve asitleri ve lifli yapısından dolayı mideye zarar vermeden böbrek ve bağırsak sisteminin çalışmasını düzenler, kanın temizlenmesine de yardımcı olur.İçerdiği besin maddeleri sayesinde güzellik iksiri olan ve zayıflama rejimlerinde kullanılan üzümün gerçek bir beyin besini olan kara üzüm öğleden sonra bir salkım yenirse veya bir bardak üzüm suyu içilirse, vücudu ve beyin hücrelerini zindeleştirmektedir. Bir kilo üzüm, bin 150 gram süt, 390 gram et, 300 gram ekmek ve bin 200 gram patatese eşdeğer sayılmaktadır.
Özellikle nem oranı yüksek Karadeniz Bölgesi'nde yetişen kara üzümün kabuklarıyla beraber tüketilmesinin önemine işaret eden uzmanlar.böylece kabuklardaki resveratrol maddesinden insan vücudu çok daha fazla miktarda yararlandığını ileri sürüyor.Renkli üzümlerin kabuklarında bulunan resveratrol maddesi kansere karşı savaşmakta, antioksidant görevi sayesinde yağlı bileşiklerin kılcal damarlarda birikmesini engellemekte yani antikoagulant olarak davranmakta veya aspirin gibi kanı sulandırarak koroner kalp hastalıklarına karşı insanları korumaktadır.Şifa kaynağı olan üzümün diğer faydalarını ise şöyle,
"- Amino asitler, B vitaminleri (B1, B2), mineraller, potasyum, magnezyum ve demir içerdiği için bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.
- İçerdiği doğal fruktoz sayesinde vücudun harcadığı enerjinin kısa sürede depolanmasını sağlar.
- Bünyesindeki magnezyum insanın iş verimliliğini arttırır.
- Bünyesindeki asitler (tartarik, sitrik, malik, süksinik, fumarik, pyruvik, oxaglutarik, gliserik, glikolik, dimetil-süksinik, shikiminik ve guinik asit) mideye zarar vermeden böbrek ve karaciğerin çalışmalarını hızlandırır, bu çalışmaları destekler.
- Yağların erimesine yardımcı olur.
- Vücudu virüslere karşı dirençli hale getirir.
- Kabuk ve çekirdekleri bağırsak metabolizmasını hızlandırır.
- Cildin taze ve temiz bir görünüm almasını sağlar.
- İçerdiği bioflavonoidler sayesinde C vitamini aktivitesini arttırır.
- Alerji ve kireçlenmelerde iltihap oluşumunu engeller.
- Besinlerin parçalanması sonucunda oluşan serbest radikallerin kılcal damarların duvarlarına saldırmasında güçlü bir antioksidant görev üstlenerek düşük yoğunluktaki lipoproteinlerin (LDL) kılcal damarlarda birikmesini engeller.
- Hücrelerde değişim sonucunda tümör oluşumuna izin verebilecek hücre için moleküller üzerine serbest radikallerin saldırısını bloke eder ve sonuçta kanser oluşumunu engeller
-Kara üzümün yapısında bulunan vitamin, mineral, potasyum, magnezyum ve demirin vücudun bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğini söyledi.
-Kara üzümün ayrıca cilt bakımı için büyük yararları vardır.Kara üzüm, vücutta yağların erimesine yardımcı olarak cildin taze ve temiz bir görünüm almasını sağlıyor. İçerdiği maddeler sayesinde güzellik iksiri olarak nitelendiriliyor.
İnsanlar kara üzümü sadece vücudun kan ihtiyacı arttığında tüketmeye başlıyor. Oysa kara üzüm başlı başına bir sağlık meyvesi. Kara üzümün bazı karaciğer rahatsızlıkları ve kansızlık tedavisinde de etkilidir.İçerdiği meyve asitleri ve lifli yapısından dolayı mideye zarar vermeksizin böbrek ve bağırsak sisteminin düzenli çalışmasını sağlar ve kanın temizlenmesine yardımcı olur.Ayrıca kara üzümün, ayrıca alerji ve kireçlenmelerde iltihap oluşumuna engel olduğu biliniyor.
Kara üzümün meyvesi kadar bu meyvenin çekirdekleri de başlı başına şifa deposu.Mucizevi çekirdek ödemden, nezleye kadar bir çok hastalığın tedavisinde kullanılıyor. Üzümün çok faydalı olduğu bilinir. Özelliklede zihin acıcı yönü ile sınavlardan önce kuru üzüm tavsiye edilir. Ama birçoğumuz üzümü yerken çekirdeğinden muzdarip oluruz. Onu tüketmez, atarız. Hatta marketlerde en çok çekirdeksiz üzümler rağbet görür. Halbuki uzumun çekirdeği buğun birçok Avrupa ülkesinde ilaç niyetine, tabletler halinde satılıyor. Yavaş yavaş Türkiye'de de yaygınlaşmaya başlayan uzum çekirdeği, yakında bütün eczanelerdeki yerini alacak gibi.
Bu çekirdeğin en önemli faydası kan damarı onarıcısı olması. Kan damarları insan için hayati önem taşıyor. Başınızdan ayak uçlarınıza kadar her doku kanla beslenir. İncecik kılcal damarlardan, geniş atardamarlara kadar, karmaşık kan damarları ağı sizin yaşam hattımızdır. Eğer kan damarları yaslanır, hastalanır, zayıflar, incelir ve kan sızdırırsa, sağlığınız tehlikede demektir. Eğer oksijeni taşıyan kan düzgün bir biçimde akmıyorsa kalp kasınız hasar görebilir. İste üzüm çekirdeği, zayıflamış kan damarlarını güçlendirip normal sağlıklarına döndürebilen, dolaşım bozukluklarının düzeltebilen ve önleyebilen bir yapıya sahip.Özelliği ise tamamen doğal olması...
Çekirdek, damar hastalıklarını tedavi ediyor. Zayıflamış kan damarlarının yapısını güçlendiriyor. Ayrıca üzüm çekirdeği bilinen en güçlü antioksidan... Yapılan bazı testlerde, E vitamininden 50 kat daha güçlü olduğu ortaya çıkmış. İlk Fransa'da keşfedildi Üzüm çekirdeği 40 yıldır Avrupa'da, özellikle üzum bağlarının çokluğu ile bilinen Fransa'da etkili bir biçimde kullanılıyor. Üzüm çekirdeği 1947 yılında Bordeaux Universitesi'nden emekli tıp profesörü, Fransız Kimyacı Jack Masquelier tarafından keşfedilmiş.
"1995 yılında İtalya'da yapılan bir araştırmada 150 miligramlık üzüm çekirdeğinin ağrıyı, yanma karıncalanma hissini ve atardamarların şişme derecesini azaltmada, yaygın olarak kullanılan bir eczacılık ilacından daha hızlı ve uzun sureli etkili olduğu bulunmuş. 1985 yılında da Fransa'da 92 hasta üzerinde yapılan kur kontrollü deney, 28 gün boyunca 300 miligram uzum çekirdeği almanın, ağrıyı, karıncalanma geceleyin giren bacak kramplarını ve şişkinliği yüzde 50den daha fazla azalttığını göstermiş. Üzüm çekirdeğini diğer bir faydası ise
gözlere... Gece görüsünde önemli olan parlak ışıkların neden olduğu göz kamaşmasını geçirmeye yardimci oluyor.Yine Fransa'da 100 denek üzerinde yapılan iki ayrı araştırmada 5 hafta boyunca günde 200 miligram uzum çekirdeği almanın parlak ışıklara maruz kaldıktan sonra görme keskinliğine yeniden kavuşma durumunu artırdığı ortaya çıkmış. Ayrıca testlerde üzüm çekirdeği urunun bir bilgisayar ekranı karsısında çalışmanın neden olduğu göz gerilimini geçirdiği ve miyop kişilerde retinanın işlevini ve duyarlılığını düzelttiği görülmüş. Uzum çekirdeğinin tansiyonu ve onun sonuçlarını düzenlemeye Yardimci olabileceği de belirtiliyor.Araştırmaların gösterdiğine göre, yüksek tansiyonlu insanlar genellikle çok geçirgen olan, zayıf kılcal damarlara sahipler. Bu da onların kılcal damar kanaması geçirme ve göz retinasındaki kan damarlarının yırtılma olasılıklarını artırıyor. Dr.Miklos Gabor'un yaptığı araştırmada üzüm çekirdeği yüksek tansiyonlu
deneklerde kılcal damarları güçlendirmiş.
Üzüm çekirdeği damarları yenilediği için ayrıca anti-aging etkisine sahip. Yenilenen damarlar yaslılığı geciktiriyor. Böylelikle cildinizdeki yaslanma belirtileri azalıyor. Uluslararası sertifikalı Organik Üzüm Çekirdeği Ekstraktinin içerdiği Proantosiyanidin, bilinen en güçlü etkisi antioksidan. Üzüm çekirdeğinin antioksidant etkisi vitamin E'den 50, vitamin C'den 20 kat daha fazla.Antioksidantlar, vücudumuzdaki kimyasal reaksiyonlar sonucu oluşan veya dışarıdan sigara, alkol, kirli hava v.s. ile alınan zararlı maddeleri etsiz hale getiriyor. Uzmanlara göre vücudun antioksidana üretimi 25 yasından sonra yavaşlamaktadır. Bu yavaşlamanın yol açtığı deformasyonları yok etmek için bilinen en kuvvetli antioksidan ise organik üzüm çekirdeği ekstraktidi olduğu belirtiliyor. Çekirdek, bağ dokularını güçlendirerek cilt sarkmasına engel oluyor.Cildin elastik, yumuşak ve düzgün olmasını sağlıyor.
Üzüm çekirdeğinde tavsiye edilen miktar günde 150 ile 300 miligram. Damar sağlığını korumak için gerekli doz ise günde 5-10 gram. Uzum çekirdeğinin insanlar üzerinde her hangi bir yan etkisi görülmemiş. Prof. Peter Rohdewald tarafından laboratuar fareleri, Hint domuzları ve köpekler üzerinde yapılan araştırmada doğal çekirdeğin, toksik, mutajenik, karsinojenik olmadığı tespit edilmiş.
Kimler kullanmalı?
* Kan damarlarının yardıma ihtiyaç duyduğunu düşünenler.
* Cildindeki kırışıklıklar günden güne fazlalaşanlar
* Cildi cansız ve solgun görünenler
* Kalple ilgili sorunları olanlar
* Ani kalp krizi riski olanlar
* Görme gücünde yaslanmaya bağlı bozulma olanlar
* Şişlikler ve ödem alerjilerinde
* Yüksek tansiyonda
* Kolayca kanama ve morarma eğilimi olanlar
* Daha önce kanamaya bağlı felç geçirenler
* Şeker hastalığı olanlar
* Varis ve hemoroit gibi soruları olanlar
Şunu belirtmek gerekiyor ki; yukarıda bahsettiğimiz faydaların birçoğu çekirdeğin damarları onarıcı özelliğinden kaynaklanıyor. Çünkü damarlar, insan bedenini ayakta tutan ana mekanizmalar. Onların bozukluğu insan bünyesinde birçok hastalığa neden oluyor. Damarları onaran çekirdek, böylelikle diğer hastalıkların iyileşmesinde de önemli bir etkiye sahip oluyor.
Kaynaklar:19 Mayıs Üniv.Prof.Dr. Hüseyin Çelik
Prof. Dr. Ahmet Aydın
YAZIN MEYVESİ VİTAMİN DEPOSU ÜZÜM'ÜN FAYDALARI
YAZIN MEYVESİ VİTAMİN DEPOSU ÜZÜM'ÜN FAYDALARI
SAĞLIK
YAZIN MEYVESİ VİTAMİN DEPOSU ÜZÜM'ÜN FAYDALARI
Paylaş: