MEME KANSERİYLE 5 YIL ÖNCE, 10 YIL SONRA

SAĞLIK

Meme kanseriyle mücadele eden güçlü kadınlar Acıbadem Altunizade Hastanesi’nde gerçekleştirilen “Meme Kanseriyle 5 Yıl Önce 10 Yıl Sonra” söyleşisinde kendi başarı öykülerini paylaştı.

MEME KANSERİYLE 5 YIL ÖNCE, 10 YIL SONRA
Meme kanseriyle mücadele eden güçlü kadınlar Acıbadem Altunizade Hastanesi’nde gerçekleştirilen “Meme Kanseriyle 5 Yıl Önce 10 Yıl Sonra” söyleşisinde kendi başarı öykülerini paylaştı.


 Kimi yoga hocası oldu kimi hayatını sadeleştirdi


Acıbadem Altunizade Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Gül Başaran ve Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Çağatay Karşıdağ eşliğinde gerçekleştirilen söyleşide katılımcılar içtenlikle duygularını dile getirdi.

“5 yıl önce 10 yıl sonra, yaşlansak da genç kalsak da… 5 yıl önce 10 yıl sonra yine gelsek bu dünyaya” sözleriyle bir döneme damga vurmuştu 5 Yıl Önce 10 Yıl Sonra Grubu. Bu kez meme kanseri söyleşisine ilham kaynağı oldu. 24 Ekim 2018, Çarşamba günü Acıbadem Altunizade Hastanesi’nde gerçekleştirilen “Meme Kanseriyle 5 Yıl Önce 10 Yıl Sonra” söyleşisinin açılışına video yoluyla katılan grubun solisti Nilgün Onatkut, “Değerli hekimlerimiz ve güçlü kadınlarımız oldukça biz her türlü güçlüğe meydan okuruz” mesajını iletti.

Mücadelede püf noktalarını anlattılar

Acıbadem Altunizade Hastanesi Tıbbı Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Gül Başaran da meme kanserli kadınların mücadelesinde çevresel ve ailenin desteğinin çok önemli olduğunu belirtirken, meme kanserine karşı erken teşhisin çok önemli bir avantaj olduğunu belirtti.

Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Çağatay Karşıdağ, herkesin kanserle farklı bir baş etme mekanizması olduğunu belirterek “Sadece hastalıkla değil, önce kendimizle barışmalıyız. Biz meme kanserli hastalara bir anlamda danışmanlık, rehberlik yapıyoruz sadece. İç yolculuğunuzda ne kaybettiğinizi bulmaya çalışıyoruz. İçe kapanmamak kanserle mücadelenin püf noktası. En doğrusu, kaynak olarak bir uzmandan destek almanız” mesajını verdi.

Sağlıklarını doktora emanet ettiler!

Toplantıya katılan ve heyecanla kendi öykülerini paylaşanların kimi meme kanseri olduğunu öğrendiğinde bebeğini emziren bir anneydi, kimi işinin başında yoğun bir tempoda durmaksızın çalışıyordu. Kimi önce içine kapandı, sonra kendi başa çıkma formülünü yarattı; kimi hiç oralı olmadı, meme kanserini yok saydı. Onlar güçlü kadınlar… Meme kanseriyle tanıştıktan sonra kendilerini doktorlarına emanet ettiler ve yeniden doğmanın yollarını aradılar. İşte, tanıdan bu yana geçen zaman içindeki duygularını içtenlikle paylaştılar.

Gülay Özcan: “Hayatımı sadeleştirdim”

48 yıldır gıda sektöründe yönetici olarak çalışan 72 yaşındaki Gülay Özcan, son derece aktif ve dinamik bir kişiliğe sahip. Meme kanseri olduğunu öğrendiğinde “benim başka işlerim var şimdi bununla meşgul olamayacağım” diyen ve işine çok daha fazla sarılan Gülay Özcan 2013 yılında meme ameliyatı olduktan sonra Prof. Dr. Gül Başaran ile tanıştı ve kendini doktoruna emanet etti. Bu süreçte hayatını basitleştirdiğini anlatan Özcan “Kocaman havuzlu bir yazlığımız vardı. İçinde 2 kişi oturuyoruz birbirimize bakıyoruz. Sattım ve denizin dibinde ev aldım. Hayatımı sadeleştirdim. Çalışmaktan çok hoşlanıyorum ama eğlenmeyi de ihmal etmiyorum” diye konuştu.

Ülkü Canan Doğan: “7 aylık oğlumu emzirirken öğrendim!”

Meme kanseri ameliyatının sonrasında Prof. Dr. Gül Başaran ile 2011 yılında tanışan Ülkü Canan Doğan’ın karaciğerine metastazı vardı. Karamsar bir yapıya sahip olduğunu, meme kanseri olduğunu 34 yaşındayken 7 aylık oğlunu emzirirken eline kitle gelmesi sonucu öğrendiğini belirten Doğan “Bir sene boyunca neden ben diye sordum, cevabını bulamadım. Karamsar yapım mı, mükemmeliyetçi oluşum mu, hatta hamilelikte içtiğim sütler ve bitki çayları mı beni meme kanseri yapmıştı? Bebeğimin anne dediği günü duyacak mıyım diye çok üzülüyordum. Ama ben 34 yaşından 41 yaşıma geldiğinde evrim geçirmiş durumdayım. Hep önceliklerim başkalarındaydı, önceliklerimi değiştirdim hayallerimi ertelememeyi öğrendim” dedi.

Meme kanseri sonrası yoga hocası oldu

Elektrik Mühendisi Ayşen Yıldırım 30 yaşındayken meme kanseri olduğunu öğrendi ve sonrasında hayatı çok değişti. Ameliyat olduktan sonra 2011’de Prof. Dr. Gül Başaran ile tanıştı. Yapılan genomik testin sonucuna göre kemoterapiye gerek olmadığı anlaşılınca hormon tedavisi uygulandı. Bu süreçte yoga ve pilatese başlayan, Hindistan’a giden ve yoga eğitimcisi olarak geri dönen Ayşen Yıldırım “Tanı konduğunda ilk düşüncem daha ölmek istemiyorum” olmuştu. Kendimi bırakmadım” diye konuştu.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.