Havalar soğudukça insanlar kapalı mekanlarda daha çok vakit geçiriyor ve bulaşıcı hastalıklar bu ortamlarda kolayca yayılıyor. Bağışıklık sistemini güçlü tutmak birçok hastalık örneğinde olduğu gibi zatürreye yakalanma riskini de düşürüyor. Memorial Şişli Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Mustafa Yaman, “12 Kasım Dünya Zatürre Günü” öncesinde zatürre ve korunma yöntemleri hakkına bilgi verdi.
Yaşamımızın sürmesi için oksijene ihtiyacımız vardır ve bu görevi akciğer yapmaktadır. Akciğerde bir hasar meydana geldiğinde, oksijen organizasyonu iyi yapılamayacağı için bütün sistemler bu durumdan etkilenmektedir. Diğer iç organların tümü dışarıya kapalıyken akciğer dışarıya açık olan tek organdır. Dışarıya açık olduğu için ciddi bir korunma mekanizması vardır. Bu korunma mekanizması vücut direncinin düşmesi ve çeşitli hastalıklar sonucu bozulabilmektedir.
Zatürre bulaşıcı bir hastalıktır
Zatürre (pnömoni) akciğerin dokusunun iltihabıdır ve bulaşıcı bir hastalıktır. Virüsler, bakteriler gibi çeşitli mikroorganizmalar zatürreye neden olabilmektedir. Bağışıklık sisteminin zayıf düşmesi zatürreye zemin hazırlamaktadır. Sağlıksız beslenme, düzensiz uyku, el hijyenine özen göstermemek, aşırı strese maruz kalmak vücut direncini düşürerek kişiyi hastalıklara açık hale getirmektedir. Zatürre damlacık yoluyla yani hapşırma ve öksürmeyle bulaşabildiği gibi hasta insanların dokunduğu ya da kullandığı eşyaların kullanılmasıyla yayılabilmektedir. Grip ve benzeri üst solunum yolu enfeksiyonları da düzgün tedavi edilmediklerinde zatürreye sebebiyet verebilmektedir.
Sigara kullanımı ve KOAH zatürre sebebi
Zatürre; yüksek ateş, halsizlik, ani başlayan öksürük, balgam, hatta bazen kanlı balgam ve nefes darlığı ile ortaya çıkmaktadır. Bu nefes darlığı ile birlikte kişi hava açlığı hisseder, eforu kısıtlanır, en ufak bir harekette nefes alamaz olur, çarpıntılar başlar, oksijen azalmaya başlayınca ve ateş yükselince kalp daha hızlı çalışmaya başlamaktadır. Zatürre belirtisi olan hastalarda muayenede her şey normal görünse bile hastanın şikâyetleri önemliyse mutlaka göğüs hastalıkları uzmanı kontrolünde akciğer filmi çekilmesi gerekmektedir. Bazı zatürre türleri sinsi bir şekilde başlayabilmektedir.
Zatürreye yakalanma riski fazla olanlar arasında;
65 yaş ve üzeri kişiler, Bebekler ve çocuklar, Kronik akciğer, kalp ve böbrek hastalığı olanlar, Geçirilmiş tüberkülozu olanlar, Sigara ve alkol bağımlıları, KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) hastaları, Bağışıklığı etkileyen bir takım ilaçlar (uzun süreli kortizon) kullananlar, Astım hastaları, Kanser tedavisi görenler bulunmaktadır.Zatürre ciddi tablolara dönüşmeden tedavi edilmeli
Hastanın yaşı, geçirdiği hastalıklar, zatürreyi ne kadar şiddetli geçirdiği tedavi yöntemini belirlemektedir. Muayene bulguları, akciğer grafisi, kan tetkikleri sonucunda zatürre teşhisi konulduktan sonra tedavi için doğru antibiyotiğin seçilmesi önemlidir. Kişi istirahat etmeli, bol sıvı tüketmeli, ilaçlarını doğru dozlarda, düzenli olarak kullanmalı ve tedaviyi erken bırakmamalıdır. Zatürrenin daha ağır seyrettiği durumlarda hasta hastaneye yatırılarak daha farklı tedaviler uygulanabilmektedir. Daha önce zatürre geçirenlerin 5 yılda bir mutlaka zatürre yani pnömokok aşısı olmalıdır. Pnömokok aşısı zatürreye en sık yol açan pnömokok bakterisine karşı yapılan aşıdır.