Şiirin meşalesini Pendik’te yakacağım”
“Emekli ‘oyuncağı’ değil şiir yazmak…”, “Etrafı piyasa şiirleri sardı”, “Şiirin meşalesini yakıp, Pendik’ten dünyaya taşımak istiyorum…” Bu sitemli sözler, 2005 yılında Uluslararası Edebiyat Ödül’üne layık görülen, ‘Hiç’ adlı şiir albümü ile gönülleri ferahlatan ve son birkaç senedir ara ara Pendik’e gelerek özlemini gideren Haber7 yazarlarından Şair Yavuz Nüfel’e ait… Sitemleriyle, geleceğe dair öngörüleri ve esprili kişiliği ile kendisi ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Hayat hikâyeniz yerine doğrudan konuya girip, ülkemizde şiire olan bakışı sormak istiyorum… Şiir konusunda oldukça dertli olduğunuzu anlıyoruz. Yanlış mı algılıyoruz?
Reklamı sevmiyorum. Açık konuşayım şunu yaptım, bunu yaptım demeyi sevmiyorum. Sorunuza gelecek olursak; doğru algılıyorsunuz. Şiir konusunda dertliyim. Teknolojinin getirdiği ‘nimetlerle’ herkes yazar-şair oldu. Saçı uzatarak, hüzünlü mimiklerle foto çektirip ‘piyasa şiiri’ yapanlar konusunda dertliyim. Tüm bunlara dur demek adına mücadele veriyorum.
Şiir, ülkemizde bir geçiş dönemi gibi bir şey mi yaşıyor?
Teknolojinin gelişmesi daha doğrusu internetin yaygınlaşmasıyla birlikte şiir yazmanın kolaylaştığını düşünüyorum. Bu durum da; şiiri ‘namussuzlaştırıyor.’ Şiir evrenseldir. Herkese hitap etmelidir. Bizde ise canı sıkılan, internet aracılığı ile şiir ‘yazar’ hale geldi. Yazsınlar yazmasına ama yazdıkları şiirler hep varoşa yönelik şiirler.
Hollanda’da yaşıyorsunuz. Batıda şiirin durumu nasıl?
Berbat. Bizden daha da kötü. İnsanlar robotlaşmış. Her ne kadar bizde durum kötü desem de batıya nazaran çok daha iyi. Çünkü bizde dinamizm var. İnsanlarımız duygusal. Bazen kendimi batıdaki bu durumu düşünerek en azından ‘Biz böyle değiliz’ diye avutmaya çalışıyorum.
Şiirin geleceği konusunda ne düşünüyorsunuz?
Umutluyum. Düzeleceğine inanıyorum. Şiirlerimiz insanları mest eden, o eski güzel günlerine dönecektir. Nitekim bu konuda elimden geleni yapıyorum. Herkese hitap edebilen 2007 yılında ‘Hiç’ isimli bir şiir albümü çıkardım. “Şiirmatik” adlı kitabımda önemli mesajlar verdim.
Pendik’i özlediniz mi?
Pendik, doğduğum büyüdüğüm yer. Pendik Lisesi mezunuyum. Özellikle Pendik’in eski dönemlerini çok iyi bilirim. 1985’ten beri Hollanda’da yaşıyorum ancak son birkaç yıldır senede bir iki defa Pendik’e geliyor özlemimi gideriyorum. Geçmiş yıllarla kıyaslandığımda Pendik’in kökten değiştiğini, apayrı bir kent olduğunu görüyorum.
Pendik için şiir yazdınız mı?
Pendik benim için çok önemli. Pendik için şiir yazılmaz çünkü Pendik’in kendisi şiir olmuş. Düzenlenen kültür-sanat etkinlikleriyle tam bir kültür şehri olmuş. Bu sebeple Pendik için şiir yazmayacağım. Ancak gerçek anlamda şiirin meşalesini Pendik’ten yakıp dünyaya taşımak istiyorum.
Şair-yazar Yavuz Nüfel kimdir?
1960: Samsun-Havza’da doğdu.
1976:Lise yıllarında “Gırgır Dergisi”nde yayımlanan espri ve fıkraları ile yazın hayatına atıldı.
1985: Hollanda’ya geldi
1986:Kendisinin yazıp yönettiği “Dayılar” isimli güldürü filmini çekti...
Beş yıl boyunca, radyolarda çeşitli programlar ve reklam söz yazarlığı yaptı.
1993:Kurucularından olduğu “Ekin Dergisi”nde, uzun yıllar Genel Yayın Yönetmenliği ve köşe yazarlığı yapmasının yanında, mizah ve magazin sayfalarını da hazırladı.
1999-2002:Türkiye Gazetesi ve TGRT’de, “Hollanda Haber Sorumlusu” olarak çalıştı
2002-2004: Avrupa’da ve Türkiye’de yayımlanan “Sesver Gazetesi”nde köşe yazarlığı yaptı.
2005: “40 Yıl, 40 İnsan, 40 Öykü” adlı kitabından yola çıkarak, Avrupalı Türkler’in kırk yıllık macerasını 13 bölüm halinde Kanal Avrupa için çekti...
Şiirin meşalesini Pendik’te yakacağım
Şiirin meşalesini Pendik’te yakacağım
PENDİK
Şiirin meşalesini Pendik’te yakacağım
Paylaş: