Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay: ''Hz. Muhammed daha yola çıkarken 'kadın, çocuk ve ırk ayrımı olmayacak, bütün insanlar eşittir' mesajını kendi ilk inananlarıyla doğrudan ortaya koyabiliyor. Sanırım dünyanın bunları öğrenebilmesi için asıl önce bizim İslamı şekil olarak görmekten çıkıp, kökünü, aslını görmemiz gerekiyor''
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Hz. Muhammed'in daha yola çıkarken kadın, çocuk ve ırk ayrımı olmayacağını, tüm insanların eşit olduğu mesajını ilk inananlarıyla doğrudan ortaya koyduğunu belirterek, ''Sanırım dünyanın bunları öğrenebilmesi için asıl önce bizim İslamı şekil olarak görmekten çıkıp, kökünü, aslını görmemiz gerekiyor'' dedi.
Hz. Muhammed hakkındaki dini, akademik ve kültürel birikimi, çağın etkin iletişim aracı internet yoluyla tüm dünyaya taşımayı hedefleyen Meridyen Destek Derneği çatısı altında çalışmalarını sürdüren www.sonpeygamber.info web portalının, İslam Tarih Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi'nin (IRCICA) destekleriyle düzenlediği ''Hadis ve Siret Ödülleri'' töreni, Yıldız Sarayı'nda yapıldı.
Törende konuşan Günay, Hz. Muhammed'in doğum yıl dönümü nedeniyle düzenlenen anlamlı bir toplantıda bulunmaktan dolayı mutlu olduğunu söyledi. Günay, toplantının düzenlendiği Yıldız Sarayı hakkında birkaç söz söylemek istediğini ifade ederek, İstanbul'da birçok tarihi eserde olduğu gibi Yıldız Sarayı'nın da çok ihmal edildiğini, Topkapı Sarayı'ndaki gibi Yıldız Sarayı'nı da eski ihtişamına kavuşturmak için büyük çabalar sarf ettiklerini ifade etti.
Medeniyetin imkanlarını kullanarak dijital ortamda doğru bilgiyi insanlarla paylaşmanın büyük önem taşıdığını vurgulayan Günay, insanlığa ve medeniyete yardımlarından dolayı Meridyen Destek Derneği gönüllülerini kutladı. Günay, derneğin çabasının, kendisine Mehmet Akif'in ''Alıp doğrudan doğruya Kuran'dan ilhamı, asrın idrakine sunmalıyız İslamı'' beyitini hatırlattığını ifade ederek, şöyle konuştu: ''Genel olarak irfanımızı ve kültürümüzü son 150 yıldır kendi kaynaklarımızdan öğrenmekten oldukça mahrum kalmışız. Osmanlı'nın son döneminde başlayan fikir akımları bize Batı'dan geldi ve onu içselleştirmeden, kendi sentezimize kavuşturmadan okullarımızda ve üniversitelerimizde eğitim aracı haline getirmeye çalıştık. Bu, bize ait olan birçok değerin yanlış aktarılmasına neden oldu. Şimdi arkadaşlarımız bize ait olan bilgileri, yani kaynağını Kuran'dan alarak ve her türlü teknolojiyi de kullanarak dünyayı yeniden bilgilendirme konusunda bir ikinci tebliğ dönemini yeni baştan yaşatmaya çalışıyorlar. Böyle bir çalışmada doktora ve doçentlik tezlerinin değerlendirilmiş olması gerçekten çok ihtiyacımız olan bir şey.''
Günay, zaman zaman insanın içine kıskançlık girdiğini ve ''Neden bizim bunca bilgimiz, ilmimiz yeteri kadar dünyada doğru bilinmiyor?'' diye sorulduğunu vurgulayarak, bugünün dünyasının kadının ve çocuğun farkına varmaya çalıştığını, siyah-beyaz ayrımının olmaması gerektiğini yeni yeni içselleştirdiğini söyledi. Ancak Müslümanların, bir siyahın ezan sesiyle İslama çağrıldığını hatırlatan Günay, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bundan kaç asır önce Müslümanlara dünyada insanlar arasında ayrım, renk ayrımı olmayacağı doğrudan doğruya peygamber düzeyinde işaret edildi. Bunu Batı medeniyeti 20. yüzyılda daha yeni kavrıyor. Hz. Muhammed'in kendisine peygamberlik tebliğ edildikten sonra yaptığı hiçbir davranış tesadüfi değildir, hepsinde bir mesaj vardır. O bütün cihanı tutacak inancın ilk inanlarının bir çocuk, bir kadın ve bir siyah olması tesadüf olabilir mi? Bu, kadına ve çocuğa verilen değeri ve renk ayırımı olmayacağını göstermek üzere verilen ilahi bir mesajdır. Hz. Muhammed daha yola çıkarken 'kadın, çocuk ve ırk ayrımı olmayacak, bütün insanlar eşittir' mesajını kendi ilk inananlarıyla doğrudan ortaya koyabiliyor. Sanırım dünyanın bunları öğrenebilmesi için asıl önce bizim İslamı şekil olarak görmekten çıkıp, kökünü, aslını görmemiz gerekiyor. 'Komşusu açken tok yatan bizden değildir' diyen bir peygamber. Bundan daha büyük sosyal adaletçi, eşitlikçi ve devrimci olabilir mi? Çağının bütün istismarlarını yıkan ve eşitlik üzerinde yeni bir dünya var eden bir peygamber. Ama önce bizim bu yönüyle kendisini çok iyi anlamamız gerekir. Çünkü bilmeyen anlatamaz, inanmayan inandıramaz. Bizim dinimizin bu yönlerini çok iyi bilmemiz ve anlatmamız gerekir.''
Törende, ''Hadis ve Sirete Hizmet Onur Ödülü''ne Emin Saraç layık görüldü. Saraç hasta olduğu için ödülü, Bakan Günay tarafından oğlu Fatih Saraç'a verildi. ''Doktora Teşvik Ödülü''nü İlhami Oruçoğlu, ''Yüksek Lisans Ödülü''nü Osman Arpaçukuru ve Mustafa Celil Altuntaş, ''Yüksek Lisans Teşvik Ödülü''nü ise Güllü Yıldız aldı.
Günay, kendisini toplantıya davet eden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu'na ve Meridyen Destek Derneği Başkanı Hümeyra Şahin'e, Bakanlığı tarafından hazırlanan tezhip ve hat konulu bir kitap hediye etti.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY, ''HADİS VE SİRET ÖDÜLLERİ'' TÖRENİNE KATILDI
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY, ''HADİS VE SİRET ÖDÜLLERİ'' TÖRENİNE KATILDI
KÜLTÜR BAKANLIĞI
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY, ''HADİS VE SİRET ÖDÜLLERİ'' TÖRENİNE KATILDI
Paylaş: