İMAMOĞLU, İNSANLAR, EVLERİNE EKMEK PARASINI GÖTÜRDÜĞÜ DERECEDE MUTLU OLABİLİRLER

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu; Küçükçekmece, Şişli ve Kartal’ın ardından dördüncü istihdam ofisini Sancaktepe’de açtı. Sancaktepe İstihdam Ofisi’nin açılışını, çalışanlar ve iş yeri temsilcileriyle birlikte gerçekleştiren İmamoğlu, “Türkiye’nin en önemli sorunuyla ilgili bir açılış yapıyoruz” dedi. Amaçlarını, “Bilinçli bir şekilde istihdam alanlarına iş gücünü hazırlamak ve işgücüyle, işvereni çok değerli bir modelle birleştirmek, buluşturmak” sözleriyle özetleyen İmamoğlu, şunları söyledi:

“SORUMLULUĞU PAYLAŞMA KONUSUNDA FİKİR ÜRETEN KURUM OLMAYI HEDEFLEDİK”
“Tabiri caizse; işe göre insan aranır ve siz, işe göre insanı bulmakta çoğu zaman zorlanırsınız. Biz, burada öyle bir aracılık modeli geliştiriyoruz ki, bizim gibi sorunları bu anlamda büyük olan toplumlarda, böylesi kurumların moderatörlüğü çok kıymetli olacaktır. Elbette ülkemizde farklı diğer kurumlar var ama belediyelerin bir gerçek yüzünü burada belirtmek lazım. O da nedir? Belediyelerden her şey istenir, her şey talep edilir. Unutulmasın ki; belediyeler, ülkenin işsizlik sorununu çözecek kurumlar değildir. Yani biz, bugünün ekonomisinin ya da bugünün işsizliğinin sorumlusu olmadığımız gibi, çözümüne de çare olabilecek bir kurum değiliz. Ama sorumluluğu paylaşabilme konusunda azami fikir üreten, iş üreten, ‘Ne yapabiliriz’ deyip, çare üreten bir kurum olmayı hedefledik. Kampanya döneminde, ‘200 bin insana, 5 yıl boyunca iş bulacağız, iş imkanı yaratacağız’ dediğimde, sanki İBB’ye 200 bin insan alacakmışız gibi algılandı; hayır. İş arayan, iş bulamayan ya da bazı eksikleri var ve bunu tamamlayamayıp, bazı işlere kendini yönlendiremeyen insanlara rehberlik yapacağız. İşte bu anlamda İBB, böylesi bir misyonu nasıl tamamlayabilir, nasıl yapabilir, nasıl katkı sunabilir noktasında sıkı bir çalışma başlattı.”

“BİRİNCİ SIRA KONU; İŞSİZLİĞE ÇAREDİR”
Sancaktepe’nin ardından 6’ncı ofisin Büyükçekmece’de açılacağını belirten İmamoğlu, bu sayının yıl içinde 11’e tamamlanacağının müjdesini verdi. İmamoğlu, oluşturdukları yapının, İBB iştiraki İSPER tarafından koordine edileceğini kaydetti. Bu yapının çok değerli olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Ben, 200 bin hedefini tutturup, daha da üstüne çıkacaklarını da şimdiden hissedebiliyorum, görüyorum. Türkiye’nin önümüzdeki en önemli gündemi; ekmektir, iştir, aştır, yoksulluktan kurtulmaktır. Kovid süreci, Türkiye’nin ve dünyanın bu anlamdaki sıkışıklığını, bu anlamdaki sıkıntılarını büyütmüştür. Böylesi bir ortamda, bazen farklı gündemlerle toplumun meşgul edilmesi yerine; ülkemizin yöneticiler, hükümetin değerli temsilcileri, kabinesinden herkese varıncaya kadar, belediyelerimiz, siyasetin değerli kimlikleri, partiler, partilerin temsilcileri… Birinci sıra konuşulması gereken; Türkiye’nin ekonomisidir, işsizliğe çaredir, iş imkanlarıdır. Bu manada, her ne kadar bazen gündemi başka yere çevirmeye çalışsalar da gündemi değiştirmeye çalışsalar da insanların evlerindeki gündem değişmiyor. İnsanlar, evlerine ekmek parasını götürdüğü derecede mutlu olabilirler. Aksi halde, mutlu olma şansları yoktur” diye konuştu.
“GENÇLERİN EN ÇOK İHTİYAÇ DUYDUĞU ŞEY; UMUT”
İşsizlik sorununun pandemi sürecinde daha da derinleştiğini hatırlatan İmamoğlu, İBB olarak bu dönemde yaptıkları sosyal destek çalışmalarından örnekler verdi. Süreçten ekonomik anlamda en çok etkilenen kesimlerin başında gençlerin geldiğine dikkat çeken İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Gençlerle ilgili son birkaç ay için 7-8 araştırma yaptık. Gençlerin en çok ihtiyaç duyduğu şey; umut. Gençlerle ilgili çok değerli bir istatistik var. 4 gençten birini ne okutabilmişiz ne meslek sahibi yapabilmişiz. Dünyada böyle bir sorunun tespitini elde eden bir ülkenin, başka bir gündemi olamaz. Her toplumun geleceğinin teminatı gençlerdir. Siz gençlerde yüzde 25 fire vermişseniz, bu muazzam bir tehdittir. Çok kötü sonuçlar doğuracak muazzam bir sürecin başlangıcıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Teminatımız gençlerdir’ demesi, geleceği gençlere emanet etmesi bir ulusun, bir ülkenin, bir devletin bir gerçeğidir. Gençleri iyi yetiştirirseniz, geleceğiniz teminat altında olabilir. Gençlerin yüzde 30’u işsiz. Bu işsizlik oranı, çok sıkıntılı bir orandır. Bu, aynı zamanda bir başka sorunu da doğuruyor; gençlerin ülkeyi terk etmesine sebep oluyor. Verimli, inançlı, karakterli, çalışkan, zeki gençlerimiz bu ülkeyi terk etmek üzerine hayaller kuruyor. Olacak şey değil. İstanbul gibi büyük kentlerin, dünyadaki her megapolün olduğu gibi çekim gücü olan ve insanları içine davet eden bir şehir olmasından asla şikayetçi olmam. Tek şartla; İstanbul gibi bir kent, dünyadaki kendi sınıfındaki kentler gibi, nitelikli gençleri İstanbul’a çekiyorsa, bunda sorun yok. Ancak İstanbul’un bu alanda ciddi bir sorunu var. Hem kendi nitelikli gençlerini, iyi eğitimli iyi meslek sahibi olan gençlerini kaybettiği gibi, hem de dünyanın bazı ülkelerinden ne yazık ki, eğitim almamış, niteliği olmayan, iyi meslek sahibi olmayan farklı ülkelerin gençleri için de bir cazibe merkezine dönüşüyor, İstanbul. Bir nevi üçüncü, dördüncü sınıf bir şehir konumuna giden bir kent durumundayız. Bütün bunları bizim büyük bir sorumlulukla çözüme kavuşturma zorunluluğumuz var.”