İmamoğlu, faaliyet raporu oylaması öncesinde konuştu:
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi, “2020 yılı faaliyet raporu” gündemiyle toplandı.
“İsraf düzenini kaldırıp attık; İstanbul’un atılım yıllarını başlattık”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “2020 yılı faaliyet raporu” gündemiyle toplanan İBB Meclisi’nde konuştu. Yeni İBB yönetimi olarak, 2 yılda ‘israf düzeninin’ belini kırdıklarını vurgulayan İmamoğlu, “Kamu kaynaklarını çarçur eden, fırsat eşitliğini, kentsel adaleti ve çevreyi umursamadan, betona, ranta ve kayırmacılığa dayalı iş yapma anlayışını kaldırıp attık ve 2 yılda, İstanbul’da, yepyeni bir düzen kurduk. İsraf düzeninin İstanbul’da yıllardır çöreklendiği alanları dağıtıyor ve kamu kaynaklarının yönünü halkımızın yararına çeviriyoruz” dedi. Adalete, liyakate, kent yoksulluğuyla mücadeleye ve insana özene dayalı olarak kurdukları yeni düzen sayesinde, İstanbul’un atılım yıllarını başlattıklarının altını çizen İmamoğlu, “En önemlisi kul hakkı yememeyi; israfı engellemeyi, israf düzeninin belini kırmayı; bir de memleket sevgisini; devlet ciddiyetini ve hesap verebilme onurunu; biz, bu temel değerlerin yeniden kamu yönetiminin özü olmasını sağlamak için çalışıyoruz… Halka hizmetin, kurumsal ve kamusal bir görev olduğunu biliyoruz” ifadelerini kullandı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi, “2020 yılı faaliyet raporu” gündemiyle toplandı. Kovid-19 nedeniyle alınan tam kapanma kararı nedeniyle gecikmeli olarak gerçekleştirilen toplantıyı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu yönetti. Faaliyet raporunun tüm parti gruplarına dağıtıldığını belirten İmamoğlu, özetle şunları söyledi:
“BÜYÜK ATILIMLARA İMZA ATTIK”
“Hatırlanacağı gibi; Mart 2020’de, koronavirüs dünyada ve ülkemizde hayatı alt üst etmeye başladığında, biz, henüz 8 aylık bir yönetimdik. Onlarca yıldır çözüm üretilmemiş İstanbul’un devasa sorunlarının üzerine, pandeminin neden olduğu, yeni büyük ekonomik ve sosyal tahribatlar eklendi. Üstelik bir de bu süreçte, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik, Türkiye tarihinde örneği görülmemiş hukuksuzluklar, uygulamalar, dışlamalar ve engellemelerle karşı karşıya kaldık. Her yeni gün, 31 Mart ve 23 Haziran’da ortaya çıkan millet iradesini yok sayan, o yüce iradeyi bir türlü hazmedemeyen düşünce yapısının ürünü olan tuhaf işlerle karşılaştık. Bütün bu zorluklara rağmen, ‘İstanbul’a yeni bir başlangıç’ diyerek çıktığımız yolda, kararlılıkla ve asla geri adım atmadan hedefimize yürümeye devam ettik. Bir yandan pandemiyle mücadele ederken, bir yandan da söz verdiğimiz hedefler doğrultusunda, pek çok alanda, büyük atılımlara imza attık.”
“BÜYÜK SORUNLARI BİRBİRİ PEŞİ SIRA ÇÖZMEYE BAŞLADIK”
“Yıllardır ihmal edilmiş büyük sorunları birbiri peşi sıra çözmeye başladık. İstanbul’da, daha önce yapılmamış çok sayıda icraata imza attık. İstanbullunun yaşamını kolaylaştıracak uygulamaları hayata geçirmeye başladık. İBB yönetimi olarak 2 yılda ‘israf düzeninin’ belini kırmaya başladık, kırmaya da devam edeceğiz. Kamu kaynaklarını çarçur eden, fırsat eşitliğini, kentsel adaleti ve çevreyi umursamadan, betona, ranta ve kayırmacılığa dayalı iş yapma anlayışını kaldırıp attık ve 2 yılda, İstanbul’da, yepyeni bir düzen kurduk. Adalete, liyakate, kent yoksulluğuyla mücadeleye ve insana özene dayalı olarak kurduğumuz bu yepyeni düzen sayesinde, İstanbul’un atılım yılları başladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 23 Haziran’da tarihi oy oranıyla seçilmiş yönetimi olarak burada gururla söylemek isterim ki, israf düzenine karşı aldığımız tedbirlerle, koordineli, titiz ve bilimsel çalışmalarla, İstanbul’un ‘atılım yılları’ başlamıştır.”
“MİLLETE HESAP VERMEK, BÜYÜK BİR ONUR”
“İstanbul’un atılım yıllarına, bu ülkede uzun zamandır unutulmuş olan iki temel ilkeye dayalı yeni nesil bir yönetim anlayışı damga vurmaktadır” diyen İmamoğlu, bunları, “Katılımcı, demokratik ve ortak akla dayalı bir karar mekanizması” ve “Şeffaf, hesap verebilir ve sürdürülebilir bir finansal yönetim modeli” olarak sıraladı. Kentin geleceğiyle ilgili kararların her seferinde milletle alınması gerektiğine vurgu yapan İmamoğlu, asıl iradenin millet olduğunu herkesin bilmesi gerektiğinin altını çizdi. “Millete hesap vermenin, sadece ahlaki ve hukuki bir sorumluluk değil, ama aynı zamanda büyük bir onur olduğunu hücrelerine kadar hissedeceksin, özümseyeceksin” diyen İmamoğlu, “Kim ne derse desin, ne tür engel çıkarılırsa çıkarılsın, hangi algı operasyonlarıyla atılımlarımızı küçümsemeye ve görmezden gelmeye çalışırlarsa çalışsınlar; İstanbul’da, daha önce örneği görülmemiş bir yerel demokrasi anlayışı ve insanımızın yaşam kalitesini merkeze alan bir belediyecilik coşa coşa hayata geçiyor. Adil, yeşil ve yaratıcı İstanbul yolunda, çoğulculuğu, demokrasiyi, adaleti, özgürlükleri ve kalkınmayı birleştiren bir belediyeciliktir bu. Gittiğiniz yolun doğru, haklı ve adil olduğundan eminseniz, hiçbir kimse, hiçbir Allah’ın kulu, hiçbir engel, hiçbir iftira ve hiçbir algı operasyonu sizi durduramaz. Koşa koşa yolunuza devam edersiniz. Biz de durmuyoruz” ifadelerini kullandı.
“DÖNÜP ARKAMA BAKIYORUM; TARIM BAKANI YOK”
Konuşmasında, tartışma konusu olan Adalar’daki atların durumu ile ilgili açıklama yapan İmamoğlu, muhalefet sıralarından gelen sataşmalara kayıtsız kalmadı. “Adalar’da, 25 yıldır göz göre göre sokaklarda 300-400 atın katledilmesine son verdik” diyen İmamoğlu, sataşmalara, “Her anında İstanbul Valiliği, İl Tarım Müdürlüğü, belediyemizin yetkilileri, atların gönderildikleri şehirlerdeki tarım müdürlükleri, gönderilen kurumlar ortak karar alınarak, gönderme işinin tüm mali yükümlülüğünü de üstümüze alarak bazılarının anlayamayacağı şekilde torpil yapmadan, kayırma yapmadan bir canlıyı koruma taahhüdü üzerine en titiz uygulamalarla gönderildi. Tarım Bakanlığı’nın yetkisine aktarılmıştır. Takibi Tarım Bakanlığı’ndadır. Valimiz, Tarım Bakanı şahittir. Soru sorulurken, üstüme almıyorum. Dönüp arkama bakıyorum; Tarım Bakanı yok. Gidin, ona sorun. Allah için, Adalar’da 25 yıldır katliama uğrayan canlıların sürecine son verildi. Sizin cesaret edip yapamadığınız işi yaptık diye, canınızın yanmasını anlamakta zorluk çekiyorum. Alkışlama marifetini bile unutmuşsunuz, üzülüyorum size” şeklinde karşılık verdi.
“HALKA HİZMET, KURUMSAL VE KAMUSAL BİR GÖREV”
Faaliyet raporunda yer alan hizmet konularının özetini geçen İmamoğlu, metro ve ulaşım yatırımlarından kreşlere, sosyal yardımlardan tarımsal desteklere, depreme hazırlıktan kültürel mirasların korunmasına kadar birçok alandaki kurumsal çalışmalarla ilgili bilgiler paylaştı. “İsraf düzeninin İstanbul’da yıllardır çöreklendiği alanları dağıtıyor ve kamu kaynaklarının yönünü halkımızın yararına çeviriyoruz” diyen İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Bu şehirde, gelmiş geçmiş en demokratik, en halkçı belediyecilik örneklerini bir bir hayata geçiriyoruz. Bize göre; bir devlet, bir belediye, bir kamu kurumu böylesi zamanlarda önceliklerini değiştirmeli ve yasalar dahilinde tüm gücüyle halkının yanında olmalıdır. Biz de özetle bunu yapıyoruz. Ama biliyoruz ki, yolumuz uzun… Bu uzun yolda tüm gücümüzle, bu ülkenin ihtiyacı olan en temel değerleri herkese tekrar tekrar hatırlatmak istiyoruz: Etik duygusunu, ahlakı, liyakati ve adaleti; kardeşliği, birliği ve beraberliği; insana saygı ve kente özeni; ama en önemlisi kul hakkı yememeyi; israfı engellemeyi, israf düzeninin belini kırmayı; bir de memleket sevgisini; devlet ciddiyetini ve hesap verebilme onurunu; biz, bu temel değerlerin yeniden kamu yönetiminin özü olmasını sağlamak için çalışıyoruz… Halka hizmetin, kurumsal ve kamusal bir görev olduğunu biliyoruz.”
“KAMU HİZMETİ, TEK BAŞINA BİR SİYASİ
PARTİNİN ÜSTLENECEĞİ BİR İŞ DEĞİLDİR”
“Biliyoruz ki, kamu hizmeti, herhangi bir partiye bağlı, tek başına bir siyasi partinin üstleneceği bir iş değildir” diyen İmamoğlu, sözlerini şöyle noktaladı:
“Çünkü merkezi idare veya yerel idare dahil, tüm devlet yapısı ve bütçesi kamuya aittir. Millete ait olan yapı, bütçe ve hizmet ise partiye aitmiş gibi gösterilemez. Biz, görev yaparken atalarımızı örnek alıyoruz. Fatih Sultan Mehmet Han’ın, Kanuni’nin ve Aziz Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan şaşmadan gitmek için çabalıyoruz. Çalışmayı, hizmet etmeyi ve insanlarımıza adil koşullar sağlamayı heyecanla seviyoruz. Yüce Allah, bizi şaşırtmasın. Evlatlarımızın ve milletimizin karşısında bizi utandırmasın. Nihayetinde biz, aziz İstanbul’umuzu; tüm sakinlerinin ve tüm ziyaretçilerinin yaşamaktan, zaman geçirmekten, hissetmekten ve keşfetmekten mutluluk duyacağı ve onsuz yapamayacağı; emeğiyle hayatını kazananların onuruyla üretip, aileleriyle birlikte huzurla ve insanca yaşayacakları; girişimcilerin, yaratıcı kesimlerin ve genç nesillerin tereddütsüz işletmeler, start-uplar kurup, tereddütsüz yatırım yapacakları ve şevkle çalışıp kazanacakları bir kent haline getirmek için yol alıyoruz. İBB, bağlı kuruluşlar ve iştiraklerinin yönetimine getirdiğimiz bütünsel yönetim anlayışıyla çok daha koordineli, verimli, hızlı ve etkin yapıyla kamuda işe alım dahil örnek oluyoruz. Bütün faaliyetlerimizin arkasında yatan felsefe ve ruha inanan, amaç ve hedeflerimizi emekleriyle hayata geçiren İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin her kademesinde fedakarca çalışan tüm mesai arkadaşlarıma, Büyükşehir Belediye Meclisi’mize ve bize bu enerjiyi veren tüm İstanbullulara çok teşekkür ediyorum. Kovid-19 sürecinde kaybettiğimiz 56 mesai arkadaşımı da saygıyla anıyor, onlara yüce Rabbimden rahmet, camiamıza ve ailelerine başsağlığı diliyorum.”