963 MUHTARLA BİR ARAYA GELDİ

İSTANBUL

İMAMOĞLU: BİR MİLLETİN BAŞINA GELEBİLECEK EN GÜZEL ŞEY, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'TÜR

963 MUHTARLA BİR ARAYA GELDİ İMAMOĞLU: BİR MİLLETİN BAŞINA GELEBİLECEK EN GÜZEL ŞEY, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'TÜR.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da görev yapan 963 mahalle muhtarıyla bir araya geldi. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yıldönümü kutlamalarına, kitlesel katılımlardan dolayı teşekkürlerini sunan İmamoğlu, “Tebadan vatandaşa dönüşüm olmuştur. Yani birisine tabi olan, kulluk eden düzenden, vatandaş olmaya, eşit olmaya, her birimizin bu memleketin eşit hissedarları olmaya dönüşülmesine karar verilmiştir. Bu çok önemli bir devrimdir. Milletin başına, ailesini düşünmeyen, geleceğiyle ilgili hiçbir hesap yapmayan, yuvasını bile kurmayan, yuva kurmayı bile düşünmeye fırsat bulamayan, kendisini milletimize adamış bir insanın liderliği nasip olmuştur. Onun için her yerde söylüyorum: Bir milletin başına gelebilecek en güzel şey, Mustafa Kemal Atatürk'tür” dedi. 

FATİH / İSTANBUL 

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, kentte görev yapan 963 mahalle muhtarıyla bir araya geldi. Yenikapı’daki Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen buluşmada sırasıyla; Tüm İstanbul Muhtar Dernekleri Federasyonu Başkanı Selami Aykut, İstanbul Muhtarlar Federasyonu Başkanı Kadir Delibalta ve İmamoğlu birer konuşma yaptı. Toplantının “19 Ekim Muhtarlar Günü” vesilesiyle gecikmeli olarak düzenlendiğini aktaran İmamoğlu, konuşmasının büyük bölümünü, 29 Ekim 1923’te kurulup, dün itibariyle 100 yaşına giren Türkiye Cumhuriyeti’ne ayırdı. İmamoğlu, özetle şunları söyledi: 

İSTANBULLULARA ‘100. YIL KUTLAMASI’ TEŞEKKÜRÜ 

“Sizlerin de katkılarıyla, İstanbul'u bir şenlik alanına dönüştürdük. Milyonlarca insanımız sokaklarda, caddelerde, meydanlarda etkinlik alanlarında, sahillerde Cumhuriyetini kutlamanın onurunu yaşadı. Bu güçlü kutlama için, 100 yılda bir göreceğimiz bu kıymetli anını milletçe sahiplendiğimiz için de çok mutluyum. Bu bakımdan sizin şahsınızda, tüm İstanbullu hemşehrilerime yürekten teşekkür ediyorum. Çok güzel kutladık. Hep birlikte kutladık. Cumhuriyet; eşitliktir, özgürlüktür, demokrasidir. Halkın yönetimde söz sahibi olmasıdır. Cumhuriyetin kurulduğu tarihte, dünyanın çok az noktasında cumhuriyet ve halkın iradesi konuşulur idi. 29 Ekim öncesi, iyi biliyorum ki burada bulunan bütün dostlarımızın da geçmişteki büyükleri, nineleri, dedeleri bir kurtuluş mücadelesi verdiler. Bu kurtuluş mücadelesi tabiri caizse yedi düvele karşı verildi. İşgal altındaki Türkiye birlik oldu, beraber oldu. Özgürlüğü için vermiş olduğu bu mücadeleyi kararlılıkla kazandı. Bu kararlı varlığı milletimizi aşılayan, 30’lu yaşlarda cepheden cepheye koştuktan sonra bu zaferi milletimize kazandırılması konusunda önderlik yapan ebedi başkumandanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmetle minnetle anıyorum.”

“CUMHURİYET, ÇOK ÖNEMLİ BİR DEVRİMDİR”

“Cumhuriyeti kurmak o günde cesaret ister. Saltanata ‘hayır’ demek cesaret ister. Bakınız ne olmuştur biliyor musunuz? Tebadan, vatandaşa dönüşüm olmuştur. Yani birisine tabi olan, kulluk eden düzenden, vatandaş olmaya, eşit olmaya, her birimizin bu memleketin eşit hissedarları olmaya dönüşülmesine karar verilmiştir. Bu çok önemli bir devrimdir. Ve öylesine, sadece Cumhuriyetin kuruluşu diye tanımlayacağımız bir an değildir. Çünkü bu karar, 1923’te alınıyor. 1923’te, dünyanın muhtelif yerlerinde özgürleşme, demokratikleşme mücadelesi veriliyor idi. Ancak unutmayınız; tarihinin en önemli ve ne yazık ki en acımasız işlerini yaşatan otoriter akılları, faşist düzenin temsilcileri, o tarihlerde ülkelerine liderlik ediyorlardı. Öyle bir dönemde işte milletin başına, ailesini düşünmeyen, geleceğiyle ilgili hiçbir hesap yapmayan, yuvasını bile kurmayan, yuva kurmayı bile düşünmeye fırsat bulamayan, kendisini milletimize adamış bir insanın liderliği nasip olmuştur. Onun için her yerde söylüyorum: Bir milletin başına gelebilecek en güzel şey, Mustafa Kemal Atatürk'tür.” 

“İBB BAŞKANI OLMAM, TAM DA CUMHURİYET MUCİZESİDİR”

“Sevgili dostlarım; herkesin farklı anıları olabilir. Böylesi tarihi bir anda bunları konuşmayacağız da ne zaman konuşacağız. Bakınız; ben, 40 haneli bir köyde doğdum. Benim ailemde ilk okuma yazmayı öğrenen, Cumhuriyetin ilk yıllarında doğmuş olan rahmetli dedemdir. Çünkü ilk kez ilkokula giden odur. Ondan önceki hiçbir ailenin ferdinin, en azından kayda geçmiş şekliyle, okuma yazması yoktu. Ben, 1800’lerin başına kadar kendi geçmişimi bilen, kayıtlarını temin etmiş bir insanım. Şunu kabul edelim: Cumhuriyet, aynı zamanda bir eğitim devrimi olmuştur. İnsanlarımızın eğitim almasını, memleketinden, dünyadan haber almasını sağlayan bir düzene kavuşmuştur. Evet cumhuriyetin ilk yıllarında doğan ve ilkokula giden rahmetli dedem, ardından babam bir ileriye götürdü. Sonra biz bir ileriye götürdük. Ve büyük dedemle beraber hesap ediyorum, ben aslında Türkiye Cumhuriyeti'nde benim ailemin dördüncü kuşak temsilcisiyim. 40 haneli köyde bir doğmuş bir çocuğun, bir bebeğin dördüncü kuşakta, Cumhuriyetin bir nimeti olarak dünyanın en güzel şehri İstanbul'umuza Belediye Başkanı oluyorsanız; işte bu tam da Cumhuriyet mucizesidir, Cumhuriyetin başarısıdır.”

“HEPİMİZ CUMHURİYETİN MUCİZESİ OLARAK BUGÜN ELDE ETTİĞİNİZ MAKAMLARDAYIZ”

“Sadece benim değil, bu ülkenin nice cumhurbaşkanları, başbakanları ve görev alan kişiler, hatta sizler, Cumhuriyetin mucizesi olarak bugün elde ettiğiniz makam ve mevkilerdesiniz. Cumhuriyet, asla ve asla tahakkümü kabul etmez. Cumhuriyet'te, birbirine üstünlük sağlayacak aileler olmaz. Cumhuriyet'te, birbirine üstünlük sağlayan etnik köken olamaz. Hiç kimse birbirinden üstün değildir. Kanun önünde eşitiz. Bu milletin her evladı, bu toprakların her bir metrekaresine eşit hissedarlardır. Onun için, ‘Ya Rabb'i’ diyorum, ‘Ne mutlu ki ben, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir evladıyım.’ Ve sizlerin kardeşi olmaktan, sizlerin eşit birer paydaşı olmaktan gurur duyuyorum. Türkiye'min en doğusundan en batısına, en güneyinden en kuzeyine her bir vatandaşımın birbiriyle eşit olduğu bir ülkede yaşamaktan onur duyuyorum. Cumhuriyetimizin 100 yıllık tarihinde eksikliklerimiz olabilir, yanlışlıklar yapılmış olabilir. İhmal edilmiş, gönlü kırılmış insanlarımız olabilir. Görevimiz; eksiklikleri gidermek, gönülleri kırılmış olanların gönüllerini tamir etmektir. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına yürürken; insanları ayrıştıran, kutuplaştıran değil, insanları kucaklaştıran, buluşturan ve bir millet olma duygusuyla birbirini seven insanlar haline getirme mücadelesinin vazgeçilmez bir neferi olacağım, aynen 16 milyon İstanbulluya eşit hizmet koşturduğumuz gibi. Hayatımızda hangi konum veya koşulda olursak olalım, her bir vatandaşımıza eşit gözle bakan bir kardeşiniz olacağıma buradaki 1000’e yakın muhtarımızın huzurunda söz veriyorum.”

“MUHTARLAR, DEMOKRASİMİZİN TÜRKİYE'MİZDEKİ BAŞLANGIÇ NOKTASI”

Muhtarları, ‘Demokrasimizin Türkiye'mizdeki başlangıç noktası’ olarak niteleyen İmamoğlu, “İyi bir iş birliği oluşturduk. Daire Başkanlıklarımızı kurduk. Daire başkanlığımız bünyesinde müdürlüklerimizi oluşturduk. Ve şimdi sizlerle birlikte bunu daha da ileri taşıyoruz. Destek ve yardımlarımızı daha yukarıya taşıyoruz. Kanunun verdiği yetkiyi, bütçe olanaklarımıza göre en üst seviyeye taşıma konusunda da kararlıyız” dedi. Muhtarlığın yerel yönetimlerin önemli parçası haline getirilmesi gerektiğinin altını çizen İmamoğlu, “Bazı konuların, ülkemizde, özellikle hükümet tarafından ne yazık ki ‘mış’ gibi yapılması konusunda maharetli uygulamalar var. İşleri zamana yayıp, yapmadan yılları geçirip, hatta seçim dönemlerini atlatabilen bir maharete sahipler. Bunu görüyoruz. Ama şunu bilin: Kararlı tutumumuz, zamanı geldiğinde yerel yönetimlerdeki siyasi duruşumuzun karşılığı olarak sizlere gerekli önemi veren ve iş birliğini kuran sistemi, ileride inşallah Türkiye'mizin her yerine yayacak ve muhtarlığı hak ettiği seviyeye taşıyacak yerel düzenlemeleri de yereli güçlendiren ve gerçekten hak ettiği seviyeye taşıyacak kişiler bizler olacağız” şeklinde konuştu. 

“SİZİ OYALAYAN BU SİSTEM, NE YAZIK Kİ İŞLERİNİZİ TAM OLARAK ÇÖZMEZ”

“Bu süreçte sizi oyalayan bu sistem, ne yazık ki işlerinizi tam olarak çözmez” diyen İmamoğlu, “Çünkü birçok konuda olduğu gibi, bu konularda da herkese oy hesabıyla baktığınızda, bu işler öyle olur. Halbuki kamu hizmeti şöyledir: Kamu hizmetinde bir ihtiyaç var ise, onu geciktirmeden çözmek, bir kamu yöneticisinin asli vazifesidir. Ve erdemli davranışının önemli bir merhalesidir. O bakımdan biz, her işimize böyle bakıyoruz” ifadelerini kullandı. İBB’nin muhtarlara verdiği destek kalemlerini özetleyen İmamoğlu, konuşmasını, “Belediye başkanınız Ekrem İmamoğlu olarak şunu söyleyebilirim: Sırtımı size yaslamaktan gayet memnunum. Çünkü sizler, itibarlı insanlarsınız. Yüzlerce, binlerce, on binlerce oy alarak seçilmiş insanlarsınız. Onun için, sizin gibi itibarlı insanlara sırtını yaslayan hiçbir yöneticinin sırtı yere gelmez. Sırt sırta, omuz omuza, İstanbul'umuza daha güzel hizmetler sunmayı diliyorum. Memleketimizin, Cumhuriyetimizin 100. doğum gününü kutluyorum. Bizlere Fatih Sultan Mehmet'in emaneti, 5 yıl işgal altında kaldıktan sonra Mustafa Kemal Atatürk'ün kurtuluşunu sağlayarak tekrar bize emaneti olan İstanbul'umuza, hep birlikte hizmet etmenin gururunu yaşıyoruz” sözleriyle tamamladı.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.