Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias: Baskı veya tehdit olmadan Türkiye'yle diyaloğa hazırız.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, "Baskı veya tehdit olmadan Türkiye ile diyaloğa hazırız. Türkiye ile tek sorunumuz, kıta sahanlığı ve deniz yetki alanlarının belirlenmesidir" dedi.
Dendias, temaslarda bulunmak üzere başkent Atina'da bulunan İspanya Dışişleri, Avrupa Birliği (AB) ve İş Birliği Bakanı Arancha Gonalez Laya ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
İspanyol mevkidaşıyla sığınmacı konusu ve Doğu Akdeniz'deki gelişmeleri ele aldıklarını belirten Dendias, Libya konusunda AB'nin daha aktif bir tutum sergilemesi gerektiği hususunda Laya ile mutabık kaldıklarını söyledi.
Dendias, Laya'nın dün Ankara'da temaslarda bulunduğunu anımsatarak, ‘Yunanistan'ın da komşusu Türkiye'ye karşı saygılı olduğunu’ öne sürdü.
'Türkiye ile tek sorunumuz...'
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın Doğu Akdeniz'deki sondaj çalışmalarıyla ilgili açıklamalarına da değinen Dendias, "Baskı veya tehdit olmadan Türkiye ile diyaloğa hazırız. Türkiye ile tek sorunumuz, kıta sahanlığı ve deniz yetki alanlarının belirlenmesidir" dedi.
Laya ise dün Ankara'da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile bir araya geldiğini anımsatarak, "Edindiğim izlenime göre Türkiye, Atina ile diyalog arzu ediyor" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, katıldığı televizyon programında, "Yunanistan'ın Türkiye için önemli bir komşu" olduğu değerlendirmesini yaparak, "Cumhurbaşkanımızın (Recep Tayyip Erdoğan) talimatları çerçevesinde biz ön koşulsuz şekilde Yunanistan ile bütün bu konuları; Ege, kıta sahanlığı, adalar, hava sahası, arama tarama çalışmaları ve Doğu Akdeniz diğer bütün ikili konuları konuşmaya hazırız" ifadesini kullanmıştı.
Yunanistan ile yaşanan NAVTEX gerilimine de değinen Kalın, ‘bölgedeki faaliyetleri bir müddet bekletebileceklerini’ dile getirmişti.
Rus uzman: Türk-Yunan zıtlaşması sadece Türk-Yunan ilişkileri ile ilgili bir mesele değil
Türkiye'nin Meis Adası'nın yakınlarında sondaj faaliyetlerine başlayacağına ilişkin NAVTEX yayınlaması ve bu haberle Yunan donanmasının yüksek teyakkuza geçmesi ile Akdeniz’de tırmanan gerilimi değerlendiren Rus uzman Dolgov, Türk-Yunan zıtlaşmasının sadece Türk-Yunan ilişkileri ile ilgili bir mesele olmadığını söyledi.
Türkiye'nin Meis Adası çevresinde 'denizcilik uyarı notu' olarak bilinen NAVTEX ilan ederek, Oruç Reis sismik araştırma gemisinin sondaj faaliyetlerinde bulunacağını duyurması ile Yunan donanması yüksek teyakkuza geçerek, Ege Denizi'ne savaş gemileri konuşlandırdığını duyurdu.
Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü’nden kıdemli araştırma görevlisi Dr. Boris Dolgov, Sputnik’e demecinde Türkiye ile Yunanistan arasında tırmanan gerilimi yorumladı. Rus uzman, Türkiye’nin bölgedeki çeşitli aktivitelerinin arttığına dikkat çekti:
"Türkiye son zamanlarda Doğu Akdeniz'de önemli ekonomik, siyasi ve askeri-politik aktivitelerde bulunuyor. Ankara, Libya’daki iç olaylara oldukça aktif bir şekilde katıldı, ayrıca Yunan adaları bölgesindeki keşif faaliyetlerini yoğunlaştırmaya çalışıyor. Türk yetkililerinin Ayasofya'nın statüsünü müzeden camiye dönüştürme kararı ortalığı daha da kızıştırdı. Bilindiği üzere Yunanistan, bu karara en sert tepki veren ülkelerden biriydi."
‘NATO, üyesi olan iki ülke arasındaki gerilimi düşürmeye çalışır’
Hem Türkiye’nin, hem de Yunanistan’ın birer NATO üyesi olduklarına dikkat çeken Dolgov, ittifakın iki ülke arasındaki gerilimi düşürmeye çalışacağını ifade etti:
"Şu ana Türkiye ile Yunanistan arasındaki zıtlaşma giderek artıyor. Aynı zamanda iki ülkenin de NATO blokunun üyesi oldukları göz önünde tutulmalı. Bu nedenle elbette NATO yönetimi ve önde gelen üye ülkeler tarafından bu duruma belirli bir tepki verilecek. ABD Yunanistan ve Türkiye’nin arasında daha önce meydana gelen zıtlaşmalar konusunda açıklamalarda bulunmuştu. Bu açıklamalar genelde Yunanistan'a, gerilimi tırmandırmamak üzere yapılan çağrılardı. Bence şimdi de bu gerilimi azaltmaya yönelik önde gelen NATO ülkelerinden bazı eylemlerin ve açıklamaların geleceğini düşünüyorum."
‘Türkiye'nin bölgedeki etkisini artırmayı hedeflediği dikkate alınmalı’
Dolgov, Türkiye'nin kendisini Müslüman dünyasının lideri olarak konumlandırdığını ve böylelikle ülkenin bölgedeki etkisini genişletmeye yönelik aktif eylemlerinin anlaşılabildiğini belirtti.
"Her halükarda, Türkiye'nin bölgedeki etkisini artırmayı hedeflediği dikkate alınmalı. Bugün Türkiye’nin kendisini Müslüman dünyasının lideri olarak tanımladığı ve bunun Müslüman dünyasında bir dizi güç tarafından desteklendiği kabul edilmeli. Bu, hem bölgede, hem de küresel olarak etkisini genişletmeye yönelik eylemler konusunda oldukça sert, kendinden emin ve tutarlı bir şekilde hareket eden Türk yönetiminin hırslarını beslemekte" diyen Dolgov, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘Meselenin silahlı çatışmaya dönüşeceğini sanmıyorum’
"Bu nedenle burada Türk-Yunan zıtlaşmasının çok ötesine geçen oldukça karmaşık bir durum söz konusu. Bir takım yerel çarpışmalar olasılığı bulunmasına rağmen meselenin silahlı çatışmaya dönüşeceğini sanmıyorum. Zira daha önce de birçok kez buna benzer durumlar meydana gelmişti."