Yabancı baş piskoposlara vatandaşlık yolu

GÜNDEM

Yabancı baş piskoposlara vatandaşlık yolu

Türkiye, Heybeliada Ruhban Okulu'nun kapalı olması nedeniyle müstakbel patrik adaylarını ve Sinod üyelerini yetiştiremeyen Rum Ortodoks Kilisesi'ne mensup yabancı başpiskoposlara vatandaşlık vermeye hazırlanıyor.


Ankara, yeterince Türk vatandaşı başpiskopos bulunmadığı için patrik seçiminde ve Sinod üyeleri atamalarında zorlanan Rum Ortodoks Kilisesi'nin problemini aşmak için patrikhanenin teklif ettiği bazı başpiskoposlara vatandaşlık vermeye hazırlanıyor.

Zaman'a konuşan Başbakanlık Başdanışmanı İbrahim Kalın, yakın geçmişte Başbakan Erdoğan'ı ziyaret eden Patrik Bartholomeos'un gerek kendisinden sonra patrik seçilebilmesi gerekse halihazırda Ortodoks Kilisesi'nin ruhanî kurulu konumundaki Sinod'a üye altı metropolitin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmamalarından kaynaklanan problemin aşılması için yardım istediğini kaydetti. Erdoğan'ın da bu talep üzerine, söz konusu metropolitlere ve başvuracak başpiskoposlara Türk vatandaşlığı verilebileceğini söylediğini aktardı. Dün aynı konuda Reuters'e de konuşan Kalın, bu jestin AB kriterlerine uygun olmakla birlikte temelde Türkiye'nin kendi çıkarlarına uygun olduğu için yapıldığını söyledi.

Rum Ortodoks Kilisesi'nden Zaman'a konuşan bir sözcü, hükümetin bu adımını "kesinlikle samimi ve yapıcı" bulduklarını söyledi. Bu adımın bir 'pansuman' tedbir olduğunu hükümetin de patrikhanenin de anladığını söyleyen sözcü, "Esas hedefimiz de, esas samimiyet kriteri de Heybeliada'nın açılmasıdır. Ama hükümetin bunu bugün yapacak kozlara sahip olmadığını anlayabiliyoruz. Zaten Heybeliada bugün açılsa patrik seçilebilecek bir din adamının yetişmesi yirmi-otuz yıl sürer. Bu durumda yabancı başpiskoposlara Türkiye vatandaşlığı verilmesi her durumda gerekli olan bir pansuman tedbirdir." şeklinde konuştu.

İbrahim Kalın da bazı Rum Ortodoks din adamlarına Türkiye vatandaşlığı verilmesinin Türkiye'nin Heybeliada Ruhban Okulu'nu açma yönündeki irade beyanından vazgeçmesi anlamına gelmediğini, aksine bunun, ruhban okulunun açılması yönünde bir ilk adım olduğunu kaydetti.

TÜRK PASAPORTU İÇİN 17 BAŞPİSKOPOS BAŞVURDU

Başbakan Erdoğan'ın yakın geçmişte yaptığı Yunanistan ziyareti sırasında bir Yunan gazetecinin "ekümeniklik" ifadesinden neden rahatsız olduklarını sorması üzerine, "Benim ecdadımı rahatsız etmeyen bir ifade beni de rahatsız etmez." şeklinde karşılık verdiğini hatırlatan Kalın, bu cevabın, Rum Ortodoks Kilisesi patriğinin ekümenikliğinin tanınmasının da bu paketin bir parçası olduğu şeklinde yorumlanabileceğini söyledi. Ankara bugüne kadar Rum Ortodoks Patriği'nin ekümeniklik konumunu kabullenmiyor ve patriği 250 milyon nüfuslu Rum Ortodoks dünyasının değil, 3.000 nüfuslu Türkiye Rum Ortodoks cemaatinin lideri olarak kabul ediyordu.

Dün Reuters'e konuşan Fener Rum Patriği Bartholomeos'un sözcüsü Dositheos Anagnostopoulous da şu anda Türk vatandaşı olan 14 tane Rum Ortodoks başpiskopos bulunduğunu, bunun yanı sıra Avusturya, Fransa, ABD ve Yunanistan'dan 17 başpiskoposun Türk pasaportu için başvurduğunu bildirdi. Altı başpiskoposun daha başvuru yapmasının beklendiğini söyleyen Anagnostopoulous, bazı başvuruların aralık ayı sonundan önce sonuçlanabileceğini umduklarını kaydetti. İbrahim Kalın da vatandaşlığa kabul sürecinin İçişleri Bakanlığı'nın kontrolünde olduğunu ve doğal olarak başvuru yapan başpiskoposların gerekli güvenlik araştırmalarının yapılacağını ve vatandaşlığın ancak bundan sonra verileceğini kaydetti.

Heybeliada Ruhban Okulu'nun 1971 yılından bu yana kapalı olmasından dolayı Türkiye'deki nüfusu zaten azalmakta olan Rum Ortodoks cemaati yeni din adamları yetiştiremiyor. Oysa Lozan Anlaşması, patriğin ve Sinod üyesi metropolitlerin Türkiye vatandaşı olmasını zorunlu kılıyor. Ruhban okulunun son öğrencilerinden biri olan Patrik Bartholomeos'un ilerleyen yaşı bir müddettir Rum Ortodoks Kilisesi'ni Bartholomeos sonrasında yerine seçilebilecek Türk vatandaşı başpiskopos bulunamayacağı endişesine sevk etmişti. Benzer bir din adamı sıkıntısından dolayı Patrik Bartholomeos 2004 yılında bütün üyeleri Türk vatandaşı olması gereken Sinod'a altı yabancı üye atamıştı. Bu üyelerin varlığı Lozan Antlaşması'nın hükümlerine aykırı olmakla birlikte Ankara'nın hoşgörüsü ile karşılanmıştı.

(Zaman)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.