TBMM Milli Savunma Komisyonu üyesi MHP'li Kamil Aydın, Moskova'daki Suriye zirvesinden çıkan sonuca, "El Nusra ve IŞİD değil yasadışı eylemde bulunan, maşalık yapan, terörist birtakım girişimlerde bulunan PYD, YPG niye yok?" sorusuyla tepki gösterdi.
MHP Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Kamil Aydın, Moskova'da Rusya, Türkiye ve İran'ın katıldığı Suriye görüşmelerini ve yayınlanan ortak bildiriyi Sputnik'e değerlendirdi. Genel hatları ile bakıldığında Türkiye'nin bir dış politika yol haritası olduğunu vurgulayan Aydın, bunun da ‘yurtta sulh cihanda sulh' olduğunu söyledi. "Zaman zaman bu 14 yıllık iktidarımız bundan sapmalar yaşansa da aslında dönüp dolaştığımız yer aynı yer" diyen Aydın, ‘yurtta sulh cihanda sulh' ilkesine bağlı kalmak gerektiğini vurguladı.
‘İÇERDE DE BARIŞ, DIŞARIDA DA BARIŞ İSTİYORUZ, İSTEMELİYİZ'
Rusya'da gerçekleşen üçlü Suriye zirvesinde alınan kararlara genel olarak bakıldığında ateşkesten söz edildiğini belirten MHP'li Kamil Aydın, orada yüzlerce, binlerce insanının, özellikle çoluk çocuk ayırt etmeksizin hayatlarının sona ermesine taraftar olmadıklarını söyledi. Halep'te son yaşananları hatırlatan Aydın, "Biz şunu diyoruz, içeride de barış, dışarıda da barış istiyoruz, istemeliyiz. Günübirlik başarılar peşinde koşup maalesef ülkeyi riske atmak, tehlikeye atmak bin yıllık devlet geleneği olan Türkiye'nin, Türk milletinin tehlikeye atılmamasına dikkat etmek lazım. Net olarak gördük" diye konuştu.
‘ELÇİNİN HUNHARCA ÖLDÜRÜLMESİ BELKİ DE BUNU SABOTE ETMEYE YÖNELİK BİR HAREKERETTİ'
Rusya'da gerçekleşen üçlü Suriye zirvesinde alınan kararlara genel olarak bakıldığında ateşkesten söz edildiğini belirten MHP'li Kamil Aydın, orada yüzlerce, binlerce insanının, özellikle çoluk çocuk ayırt etmeksizin hayatlarının sona ermesine taraftar olmadıklarını söyledi. Halep'te son yaşananları hatırlatan Aydın, "Biz şunu diyoruz, içeride de barış, dışarıda da barış istiyoruz, istemeliyiz. Günübirlik başarılar peşinde koşup maalesef ülkeyi riske atmak, tehlikeye atmak bin yıllık devlet geleneği olan Türkiye'nin, Türk milletinin tehlikeye atılmamasına dikkat etmek lazım. Net olarak gördük" diye konuştu.
‘ELÇİNİN HUNHARCA ÖLDÜRÜLMESİ BELKİ DE BUNU SABOTE ETMEYE YÖNELİK BİR HAREKERETTİ'
Toplantının Türkiye, Rusya ve İran'ın katılımı ile gerçekleştiğine dikkat çeken MHP'li Kamil Aydın, "Üçlü bir zirve yapıldı. İran, Rusya ve Türkiye bağlamlı. Bu son cinayet olayı, büyükelçinin hunharca öldürülmesi belki de bunu sabote etmeye yönelik bir hareketti. İyi ki amacına ulaşmadı" dedi. Aydın, Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un duydukları üzüntüyü de dile getirip sözlerini şöyle sürdürdü:
‘HERKES TARAFINDAN ONAYLANABİLİR BİR ANLAŞMA SÜRECİ'
"Bu üçlü anlaşmaya baktığınızda taraflar kimler? İran, Rusya ve Türkiye. 900 küsur kilometre sınırı olan Türkiye, İran ve Rusya ile mukayese edildiği zaman bu coğrafya da olan bitenler daha fazla yön verme noktasında sorumluluk hissetmesi gerekiyor. Çünkü bizi bire bir ilgilendiren en uzun sınırımızı içeren ve geçişlerin olduğu, akrabalıkların olduğu bir coğrafyadan bahsediyoruz, malumunuz yıllardır da başta Kilis, Hatay, Gaziantep olmak üzere birçok ilimiz etkilendi. Zaman zaman saldırıya, tacizlere de maruz kaldı. Dolayısıyla bu anlaşmadaki ana tema ateşkesi sağlamak. Tabii detayları konuşmak gerekir. Evet, bu niyet olarak güzel. Herkes tarafından onaylanabilir bir anlaşma süreci. İnşallah bunun devamı Astana'da geliştirilip daha sistematik hale dönüştürülecek diye düşünüyoruz." Moskova'da gerçekleşen üçlü zirvenin ardından yayınlan bildiride "İran, Rusya ve Türkiye, IŞİD ve El Nusra ile ortak mücadele ve silahlı muhalif grupları onlardan ayırmak konusundaki kararlılıklarını doğrular" maddesi de yer almıştı. Aydın, bildiride PYD, YPG'nin de yer almamasına ise itiraz ederek şöyle konuştu:
"Bu üçlü anlaşmaya baktığınızda taraflar kimler? İran, Rusya ve Türkiye. 900 küsur kilometre sınırı olan Türkiye, İran ve Rusya ile mukayese edildiği zaman bu coğrafya da olan bitenler daha fazla yön verme noktasında sorumluluk hissetmesi gerekiyor. Çünkü bizi bire bir ilgilendiren en uzun sınırımızı içeren ve geçişlerin olduğu, akrabalıkların olduğu bir coğrafyadan bahsediyoruz, malumunuz yıllardır da başta Kilis, Hatay, Gaziantep olmak üzere birçok ilimiz etkilendi. Zaman zaman saldırıya, tacizlere de maruz kaldı. Dolayısıyla bu anlaşmadaki ana tema ateşkesi sağlamak. Tabii detayları konuşmak gerekir. Evet, bu niyet olarak güzel. Herkes tarafından onaylanabilir bir anlaşma süreci. İnşallah bunun devamı Astana'da geliştirilip daha sistematik hale dönüştürülecek diye düşünüyoruz." Moskova'da gerçekleşen üçlü zirvenin ardından yayınlan bildiride "İran, Rusya ve Türkiye, IŞİD ve El Nusra ile ortak mücadele ve silahlı muhalif grupları onlardan ayırmak konusundaki kararlılıklarını doğrular" maddesi de yer almıştı. Aydın, bildiride PYD, YPG'nin de yer almamasına ise itiraz ederek şöyle konuştu:
‘BENİM TAKILDIĞIM BİR ŞEY VAR'
"Benim takıldığım bir şey var, MHP olarak. Sınır ötesinde gayri nizami evet Suriye devletini bir otorite kabul etmek, görüşmeleri o eksende yürütmek duruşu, söylemi yerinde bir şey. Fakat onun dışında IŞİD ve El Nusra gibi terör yapılanmalarıyla mücadele edeceğiz, çok doğru yerinde bir karar ama bir eksiği var. Biz MHP olarak orada bir soru işareti koyuyoruz. O coğrafya da sadece El Nusra ve IŞİD değil yasadışı eylemde bulunan, maşalık yapan, terörist birtakım girişimlerde bulunan PYD, YPG niye yok? Acaba gözden mi kaçtı, detaylarda vardı da ifade mi edilmedi. Ben o konudaki endişelerimi ifade etmek istiyorum. Evet, bizim için, Türkiye'nin bekası için ve doğu coğrafyadaki barış için aynı şekilde kendince gecekondu bir devlet yapılanması hayali kuran maalesef NATO'da müttefikimiz olan diğer anlaşmalarla da büyük müttefikimiz olan bugüne kadar ki ABD'den de destek aldığı söylenen özellikle mühimmat noktasında destek aldığı söylenen YPG ya da PYD konusunda niye bir tanımlama yok?
‘İKİLİ BİR PROJE PEŞİNDELER Mİ, HUYLANDIM BİRAZ…"
Buradan da şöyle bir şüphe doğuyor içimizde, dikkatli olmak lazım. Acaba bunun arkasında Amerika var, Rusya ya da İran… Malumunuz İran, Amerika ile de flört halinde, Amerika'ya da küs değil, bir ara Amerika ile beyaz güvercin uçurdular, barış çubuğu salladılar, daha sonra Rusya ile bölgede yakınlaştılar ve Amerika ile en son uçak alım anlaşması yapıldı, çok yüksek rakamlarla ifade edilebilecek. Yani ambargo sürecinden buraya geldi İran-ABD ilişkileri. Şimdi acaba burada İran ya da Rusya, Türkiye'yi yalnızlaştırıp ikili bir proje peşindeler mi? Buradan ben huylandım biraz, MHP olarak endişelerimizi ifade etmek zorundayız.
Yani El Nusra, IŞİD ile mücadele ediyoruz biz şu anda Fırat Kalkan'ı operasyonunda iki cephemiz var. Bir cephemiz IŞİD ile mücadele El Nusra ile mücadele ama diğer cephemiz de o Suriye'nin kuzeyini oldubittiye getirip, Afrin ve Kobani kantonlarını birleştirip Allah korusun bir nevi Türkiye'nin önünü kapama, bahçesine bir gecekondu veya kapısının önüne yeni illegal bir gecekondu devlet oluşturma çabaları var.
‘İKİLİ BİR PROJE PEŞİNDELER Mİ, HUYLANDIM BİRAZ…"
Buradan da şöyle bir şüphe doğuyor içimizde, dikkatli olmak lazım. Acaba bunun arkasında Amerika var, Rusya ya da İran… Malumunuz İran, Amerika ile de flört halinde, Amerika'ya da küs değil, bir ara Amerika ile beyaz güvercin uçurdular, barış çubuğu salladılar, daha sonra Rusya ile bölgede yakınlaştılar ve Amerika ile en son uçak alım anlaşması yapıldı, çok yüksek rakamlarla ifade edilebilecek. Yani ambargo sürecinden buraya geldi İran-ABD ilişkileri. Şimdi acaba burada İran ya da Rusya, Türkiye'yi yalnızlaştırıp ikili bir proje peşindeler mi? Buradan ben huylandım biraz, MHP olarak endişelerimizi ifade etmek zorundayız.
Yani El Nusra, IŞİD ile mücadele ediyoruz biz şu anda Fırat Kalkan'ı operasyonunda iki cephemiz var. Bir cephemiz IŞİD ile mücadele El Nusra ile mücadele ama diğer cephemiz de o Suriye'nin kuzeyini oldubittiye getirip, Afrin ve Kobani kantonlarını birleştirip Allah korusun bir nevi Türkiye'nin önünü kapama, bahçesine bir gecekondu veya kapısının önüne yeni illegal bir gecekondu devlet oluşturma çabaları var.
‘MÜZAKERELERİ BAŞLATMAK BUNLAR GÜZEL ADIMLAR'
Bunun dışında tabii ki görüşmelerin ucu açık, Suriye hükümetiyle de görüşme, taraf kabul edip müzakereleri başlatmak bunlar güzel adımlar. Bunlar duymak istediğimiz en azından ateşkesi kalıcı kılıp gerçekten oradaki masum sivil insanların bir an önce tahliyesi ya da hayatlarının garanti altına alınması güzel bir adım.
" ‘BÜYÜK BİR HATA YAPTIK, BİRAZ DA GAZA GELDİK TABİRİ CAİZSE'
Peki, Türkiye'nin Rusya ve İran Suriye konusunu görüşmesi, ortak bildiri yayınlaması Türkiye'nin Suriye politikasını değiştirdiğinin de bir işareti mi? Aydın, bu soruyu yanıtlarken de, şunları söyledi: "Bu tür görüşmeleri tek bir odağa yüklememek lazım. Biz bunu zaten başta hata olarak yaptık. Yani burada şahıslar değil, ülkelerin uluslararası ilişkilerle ortaya konulan birtakım duruşları söz konusudur. Biz burada büyük bir hata yaptık. Biraz da gaza geldik tabiri caizse. Yani sanki bölgeyi dizayn eden yeniden düzenleyen bir yapı var o yapının da asıl aktörü en etkin aktörü de Türkiye imiş gibi maalesef öyle bir zoka yuttuk. Ama bugün artık o nokta da değiliz. Yani bizim komşu ülkelerimizin bakın kendi ifadeleridir Cumhurbaşkanının aylar önce ifade ettiği gibi, Irak'ta yaptığımız hataları artık Suriye'de yapmamalıyız. Irak'ta da aynı hatayı yapmıştık. Yani Saddam gidiyor, hani bir koyup 300 alacağız deniyordu maalesef perişan olduk, Irak'ın kuzeyi artık bize tehdit unsuru olmaya başladı.
‘REJİMLERLE DEĞİL O BÖLGENİN HALKLARIYLA KARDEŞLİK HUKUKUMUZ VAR'
Şimdi aynı şeyi Suriye'nin kuzeyi içinde böyle bir şey için hareket edildi halbuki rejimlerle değil o bölgenin halklarıyla bir dostluğumuz bir kardeşliğimiz bir kardeşlik hukukumuz var. Dolayısıyla milletin tercihine saygı duymak lazım. Biz orayla ilgili bir sıkıntımız varsa bunu uluslararası platformlarda diyalog sürecini devreye sokarak geliştirebilirdik maalesef olmadı. Şimdi artık orda dolaylı bir vazgeçme sürecine giriyoruz. Yani biz burada kişileri hedef almaktan ziyade o coğrafyada bizim aleyhimize bizim iç ve dış güvenliğimizi tehdit edecek bir takım oluşumların önünü engelleme adına birtakım adımların atılması lazım. Bu üçlü görüşmede de sanki bunun birazcık kıvılcımları var inşallah bir hataya düşmeyiz."
" ‘BÜYÜK BİR HATA YAPTIK, BİRAZ DA GAZA GELDİK TABİRİ CAİZSE'
Peki, Türkiye'nin Rusya ve İran Suriye konusunu görüşmesi, ortak bildiri yayınlaması Türkiye'nin Suriye politikasını değiştirdiğinin de bir işareti mi? Aydın, bu soruyu yanıtlarken de, şunları söyledi: "Bu tür görüşmeleri tek bir odağa yüklememek lazım. Biz bunu zaten başta hata olarak yaptık. Yani burada şahıslar değil, ülkelerin uluslararası ilişkilerle ortaya konulan birtakım duruşları söz konusudur. Biz burada büyük bir hata yaptık. Biraz da gaza geldik tabiri caizse. Yani sanki bölgeyi dizayn eden yeniden düzenleyen bir yapı var o yapının da asıl aktörü en etkin aktörü de Türkiye imiş gibi maalesef öyle bir zoka yuttuk. Ama bugün artık o nokta da değiliz. Yani bizim komşu ülkelerimizin bakın kendi ifadeleridir Cumhurbaşkanının aylar önce ifade ettiği gibi, Irak'ta yaptığımız hataları artık Suriye'de yapmamalıyız. Irak'ta da aynı hatayı yapmıştık. Yani Saddam gidiyor, hani bir koyup 300 alacağız deniyordu maalesef perişan olduk, Irak'ın kuzeyi artık bize tehdit unsuru olmaya başladı.
‘REJİMLERLE DEĞİL O BÖLGENİN HALKLARIYLA KARDEŞLİK HUKUKUMUZ VAR'
Şimdi aynı şeyi Suriye'nin kuzeyi içinde böyle bir şey için hareket edildi halbuki rejimlerle değil o bölgenin halklarıyla bir dostluğumuz bir kardeşliğimiz bir kardeşlik hukukumuz var. Dolayısıyla milletin tercihine saygı duymak lazım. Biz orayla ilgili bir sıkıntımız varsa bunu uluslararası platformlarda diyalog sürecini devreye sokarak geliştirebilirdik maalesef olmadı. Şimdi artık orda dolaylı bir vazgeçme sürecine giriyoruz. Yani biz burada kişileri hedef almaktan ziyade o coğrafyada bizim aleyhimize bizim iç ve dış güvenliğimizi tehdit edecek bir takım oluşumların önünü engelleme adına birtakım adımların atılması lazım. Bu üçlü görüşmede de sanki bunun birazcık kıvılcımları var inşallah bir hataya düşmeyiz."
‘YENİ RESMİN GEREKTİRDİĞİ BİR ŞEYSE BUNU DA YAPMAK LAZIM'
Aydın, "Moskova'daki toplantının bir anlamda Türkiye'nin dolaylı da olsa Suriye rejimi ile temasa geçmesi" olarak yorumlanması ve bu konudaki değerlendirmesinin sorulması üzerine de, "Allah aşkına Sovyetler geleneğinden gelen Rusya ile bir araya geliyorsak bir NATO ülkesi olarak, bu bizim bölgesel yeni resmin gerektirdiği bir şeyse bunu da yapmak lazım" dedi.
‘ZARARIN NERESİNDEN DÖNERSEK KÂRDIR'
Aydın, "Size göre Türkiye bu meselede Suriye rejimi ile de temas kurmalı mı?" sorusuna da "Bizim önceliğimiz, orada gerçekten Osmanlı bakiyesinden kalan bir coğrafyadan bahsediyoruz, orada çok çeşitli bir inanç zenginliği etnik zenginlik var. Özellikle bizim soydaş Türkmen kardeşlerimiz var. Şimdi bakın bugüne kadar biz sürekli lidere odaklanarak orada Türkmen Dağı dahil olmak üzere Cerablus'ta çok ağır bedeller ödedik. Türkmenlerin büyük bir izolasyona, etnik temizliğe maruz kaldığına tanıklık ettik. Halbuki biz oraya odaklanmak yerine oradaki ali menfaatlerimizi, kardeşlik hukukumuzu o coğrafyada insanlık adına yapılacak trajedileri önleme adına adımlar atılsaydı bugün bu noktaya gelmezdik. Ama zararın neresinden dönersek kârdır diye düşünüyorum" yanıtını verdi.
‘ZARARIN NERESİNDEN DÖNERSEK KÂRDIR'
Aydın, "Size göre Türkiye bu meselede Suriye rejimi ile de temas kurmalı mı?" sorusuna da "Bizim önceliğimiz, orada gerçekten Osmanlı bakiyesinden kalan bir coğrafyadan bahsediyoruz, orada çok çeşitli bir inanç zenginliği etnik zenginlik var. Özellikle bizim soydaş Türkmen kardeşlerimiz var. Şimdi bakın bugüne kadar biz sürekli lidere odaklanarak orada Türkmen Dağı dahil olmak üzere Cerablus'ta çok ağır bedeller ödedik. Türkmenlerin büyük bir izolasyona, etnik temizliğe maruz kaldığına tanıklık ettik. Halbuki biz oraya odaklanmak yerine oradaki ali menfaatlerimizi, kardeşlik hukukumuzu o coğrafyada insanlık adına yapılacak trajedileri önleme adına adımlar atılsaydı bugün bu noktaya gelmezdik. Ama zararın neresinden dönersek kârdır diye düşünüyorum" yanıtını verdi.