Akman: Çocukları televizyonlar büyütüyor
Akman: Çocukları televizyonlar büyütüyor
GÜNDEM
Haziran ayında Kanal 7 Genel Yayın Yönetmenliği koltuğuna oturan RTÜK eski başkanı Zahid Akman, RTÜK başkanlığı sırasında yapmış olduğu uygulamaların günümüzdeki yansımalarını ve Kanal 7'deki yenilikleri anlattı.
Son dönemde yaptığı reklam ve tanıtım çalışmalarıyla televizyon kanalları arasında dikkat çeken Kanal 7, bünyesine kattığı yeni isimler ve yayınlarla sezona iddialı bir giriş yaptı.
Haziran ayında kanalın Genel Yayın Yönetmenliği koltuğuna oturan RTÜK eski başkanı Zahid Akman ile RTÜK başkanlığı sırasında yapmış olduğu uygulamaların günümüzdeki yansımalarını ve Kanal 7'deki yenilikleri Kehkeşan Dergisi'ne anlattı.
Akman, "Kriz sonrasında, sektörün de durağan olduğu bir dönemde Kanal 7'nin başına geldim. Yeni yapımlarla da daha geniş bir kitleye ulaşacak bir yayın politikası oturttuk."
"ÇOCUKLARI AİLELERİ DEĞİL TELEVİZYONLAR BÜYÜTÜYOR"
Kanal 7'nin Genel Yayın Yönetmenliği'ne geçişinizle kanalda olumlu anlamda birçok değişim gözlemlendi. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?
Ekonomik krizin ardından reyting ölçümlerinin durdurulması sektörün de durağan bir sürece girmesine neden oldu. Kanal 7'nin başına böyle bir dönemde geldim. Krizleri fırsata çevirmek gerektiğini düşünerek, Ramazan ayına iddialı bir giriş yaptık. Ardından yeni yayın dönemi başladı ve yeni yapımlarla daha geniş bir kitleye ulaşacak bir yayın politikası oturttuk. Reyting ölçümlerinin başlaması da bu süreci hızlandırdı.
İlk zamanlardaki Kanal 7 ile şimdiki Kanal 7 arasında ne gibi farklar var?
Kanal 7 kurulduğunda az ve öz izlenen bir kanaldı. Son yıllarda tüm televizyon izleyicilerinin bir şeyler bulabileceği ulusal bir kanal olarak yayın hayatına devam ediyor.
Biraz yeni sezon projelerinizden bahseder misiniz? Önümüzdeki günlerde kanal izleyicilerini ne tür sürprizler bekliyor?
Yeni yayın dönemine Esra Ceyhan'ı transfer ederek başladık. İkbal Gürpınar ve Feridun Kunak'ın sunduğu gündüz kuşağı programlarını Esra Ceyhan'la güçlendirdik. Dost Elver'in sunduğu Yabancı Yarim adlı bir yarışma programımız var. Türkiye'ye gelmiş yabancı gelinlerin memleketlerini ne kadar tanıdıklarını ölçmeye yarayan eğlenceli bir yarışma. Esat'la Haftanın Lezzeti de yeni yapımlarımızdan biri. Devam eden programlarımızda da bazı değişiklikler yaptık. İskele Sancak'ı Mehmet Acet sunmaya başladı. Oyuncu Barış Yapıcı'nın sunduğu eğlenceli gezi programı Gezebilsem de yeni sezonda başlayan programlardan biri. Her hafta çocuk hikayelerinin anlatıldığı bir yeni televizyon filmi yayınlıyoruz.
Kanal 7 haber merkezinde de yeni bir yapılanmaya gidildi. Bu konuya değinmek ister misiniz?
Kanal 7 Haber Merkezi prime time da iki ana haber bülteni hazırlıyor. Biri 18.00'de Hülya Seloni'nin sunduğu Kanal 7 Ana Haber, diğeri de 21.00'de Erhan Çelik'in sunduğu, Fehmi Koru'nun yorumlarıyla katıldığı Haber Saati. İki ana haber hazırlayan ekibi yeni arkadaşlarla daha da güçlendirdik. Deneyimli arkadaşlarımızı da yeni yapılanma içinde daha verimli olacakları pozisyonlarda konumlandırdık. Daha çok özel haber üreten bir haber merkezini arzu ediyoruz.
Son dönemde Kanal 7'nin tanıtım ve reklam çalışmalarına da ağırlık verildiği gözlemleniyor. Bu anlamda televizyon kanalları için reklamın önemi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Belli kanallardan belli yerlere ulaşabiliyorsunuz. Biz yeni dönemle birlikte açık hava başta olmaz üzere farklı mecraları da kullanmaya başladık. Kanal 7 olarak herkese ulaşmak öncelikli hedeflerimiz arasında. Bunun için de reklam ve tanıtım konusunda bu dönem oldukça sıkı bir çalışma içerisindeyiz.
TV kanallarındaki yeni reklam düzenlemesiyle ilgili neler söylemek istersiniz?
Kurallar yoruma açık bırakıldığında çok fazla esnetilebiliyor. Bir saat içinde 12 dakika kuralı yoruma açık değil, böylelikle esnetmek de mümkün olmuyor. Yayıncılıkta işin bir ucunda reklam veren, başka bir ucunda izleyici var. İzleyiciyi rahatsız etmeyecek bir reklam politikası izlemek gerekiyor. Yeni düzenlemenin bunu sağladığını düşünüyorum. Ürün yerleştirme konusu henüz oturmadı. Üzerinde çalışılması gereken faydalı bir uygulama.
Türk televizyonlarının 2012 projelerini nasıl buluyorsunuz?
Reyting ölçümlerinin yeniden başlaması sektöre bir hareketlilik getirdi. Diziler çok izlenince her kanal dizi yapıyor. Sonuçta ortaya tek tip bir yayın prototipi çıkıyor. İzlendiği için dizi yapılıyor, dizi yayınlandığı için diziler izleniyor sarmalı oluşuyor.
Son zamanlarda Türkiye'deki dizi sektörü tamamen drama ve absürd komediye yönelmiş durumda. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Yukarıda da bahsettiğim gibi, bir sarmal oluşuyor ve bir noktadan sonra kanallar birbirinin benzeri işler üretmeye başlıyor. Biri cesaret edip farklı bir şey yaptığında ve o tuttuğunda bu sarmal kırılmış oluyor. Ancak yeni bir program üretmek maliyetli ve riskli bir iş. Tutmayan bir projenin zararları çok büyük olabiliyor. Bu nedenle tutmuş olan drama ve absürd komedilerde bir artış olduğunu söyleyebiliriz.
Ülkemizdeki televizyon izleyicisi bilinçli bir izleyici mi?
Ülkemizde televizyon izlenme oranları çok yüksek. Artık çocukları aileleri değil televizyonlar büyütüyor. Dili, kültürü, ahlaki yapıyı televizyonlar veriyor. Okullara Medya Okuryazarlığı dersi konuldu. Bu derslerin özendirilmesi hatta zorunlu hale getirilmesi gerekiyor ki bilinçli medya tüketicileri yetiştirebilelim. Televizyonun yetiştirdiği bir neslin iyi yetişebilmesi için Medya Okuryazarlığı şart. Aslında tepkiler olumluydu fakat uygulama noktasında yeterli görmüyorum. Üzerine gidilmesi gereken bir konu.
Akıllı işaretler ilk defa RTÜK başkanlığınız döneminde uygulanmaya başladı. Tepkiler nasıl oldu?
Akıllı işaretler yasayla da zorunlu hale geldi. En azından ebeveynler izledikleri programda ne tür bir içerikle karşılaşabileceklerini bilerek çocuklarını ekran başına oturtuyorlar. Akıllı işaretlerin standart hale gelmesi ve daha etkin kullanılması için çalışmalar devam ediyor, daha iyi olacağını umuyorum.
Televizyon sektörünün duayenlerinden birisiniz. RTÜK başkanı olmakla bir kanalda yönetici olmak arasında ne tür farklar var?
RTÜK belli kurallar ve kanunlar çerçevesinde yayıncıları denetleyen bir kuruluş. Başkanlığım dönemimde RTÜK'ü denetçi bir kuruluşun dışına çıkarak, katılımcı bir kuruluş haline getirmeye çalıştım. Yaptığımız akıllı işaret, izleyici temsilcisi gibi uygulamalarla yayıncı kuruluşlarla birlikte hareket ederek öz denetim mekanizması geliştirmeye çalıştık. Şimdiki görevimi aynı hassasiyetleri taşıyarak yapmaya çalışıyorum.
Bir dönem gazetecilik de yaptınız. Günümüz gazeteciliğinde nasıl bir farklılaşma gözlemliyorsunuz?
Habercilikte haber toplama, yazma/yayına hazırlama ve yayın süreçleri vardır. Gelişen teknolojiyle haber toplama işi hızlandı. Şimdi bir cep telefonuyla bile görüntülü haber hazırlayabiliyorsunuz. Bu süreçte değişmeyen ancak günün şartlarına uyan ve çok önemsediğim şey; etik ilkelerdir. İletişim çağı ilkelere uymayı zorunlu kılıyor.
Kaynak: Kehkeşan Dergisi
Paylaş: