'Köy, çiftlik, doğal' yazısına güvenmiyoruz

Bu devasa pazarda ülkeler bazındaysa ABD, 54.3 milyar dolarla lider durumda.Ardından 14.6 milyar dolarla Almanya ve 13.7 milyar dolarla Fransa geliyor.

Avrupa Birliği'nin genelinde organik ürün pazarının büyüklüğüyse 50.3 milyar dolar düzeyinde.Peki Türkiye'de durum ne?Tarımla ilgili çalışan 20'nin üzerinde sivil toplum örgütünün bir araya gelerek oluşturduğu Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği'nin başkanı Prof. Dr. Uygun Aksoy, Türkiye'de organik tarımın 1983'ten beri sürekli artmasına ve ihracatın 800 milyon dolar civarına çıkmasına karşın henüz potansiyelinin çok altında olduğunun altını çizerek şunları söylüyor:

DEĞERİNİ ANLAMADILAR"

Kuru üzümle başlayan organik ürün ihracatımız 1990'a kadar kuru kayısı, fındık gibi geleneksel ürünlerle devam etti. Şu anda tekstilden işlenmiş ürünlere birçok kalemde ihracat yapılıyor. 2019'da AB'ye 210 bin ton organik sertifikalı ürün ihraç ettik.Organikte iç pazar büyüklüğü bu rakamın yüzde 15'i civarında. Ne yazık ki vatandaşımız henüz organik ürünün değerini anlayabilmiş değil. Bu nedenle iç pazardaki büyüme oldukça yavaş ilerliyor. Tarım alanlarımızın şu anda yüzde 2.5'inde organik tarım yapılıyor. Bu da gösteriyor ki bu alanda henüz gerekli potansiyelimizin çok altındayız. Özellikle AB'nin yeşil ekonomiye geçişte koyduğu hedef; üye ülkelerde organik tarım alanlarının yüzde 25'e çıkarılması konusu düşünüldüğünde bu oranın yetersizliği daha fazla dikkat çekiyor."Özellikle pandemi döneminde sağlıklı beslenmenin daha da öne çıktığına, başta ABD ve AB'de organik ürüne talebin büyük oranlarda arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Uygun Aksoy, Türkiye'de organik ürünlere şüpheyle yaklaşılmasını hayretle karşıladıklarını söylüyor.

Tüketicinin yapması gereken şeyin aldığı ürünlerin etiketine bakmak olduğunun altını çizen Aksoy şöyle konuşuyor:"Ambalajlı ürünlerde organik logo ve sertifikayı veren tarafından kod konuyor. İsteyen tüketici bu kodla ürünü takip edebilir, üreticisine kadar ulaşabilir. Pazarlarda da üreticilerin sertifika kontrolü yapılıp, örnekler alınıp inceleniyor. Organik olmayan ürünün üzerine organik yazmak yasak ve Tarım Bakanlığı'nın bu konuda ciddi kontrolleri ve testleri var. Tüketici kesinlikle tereddüde düşmemeli.

Organik tüketim hem ülkenin hem de tüketicinin yararına. Bu yolla ülkenin doğasının ve biyolojik çeşitliliğinin korunmasına büyük katkı sağlandığı gibi iklim değişikliğiyle de ciddi bir mücadele alanı. Bir kez daha altını çizmekte fayda var. Organik ürünlerde birçok aşamada çok ciddi kontroller var.Bu kontrollerde sadece ürüne değil toprağa ve etrafına da bakılıyor.

Söz konusu bir hayvansal ürünse hayvanın refahına ve hatta beslendiği alandaki gübre miktarına kadar bakılıyor. Köy, doğal, çiftlik yazan ürünlere iyi deyip organiği sorgulamak gerçekten hayret verici bir durum."