Borç, Amerikalının kamçısı mı ayrılmaz parçası mı?

EKONOMİ

Borç, Amerikalının kamçısı mı ayrılmaz parçası mı?

Borç, Amerikalının kamçısı mı ayrılmaz parçası mı?

Amerikalılar, tarihlerinde en ‘borçlu’ oldukları dönemi yaşıyor. Tüketimin kamçılandığı kültürde, yeni elektronik eşyalar, giysiler, yiyecekler ve ‘’sahip olunması gerekli’’ diğer eşyalar için ağzını açacak kesesi olmayan Amerikalılar, bankaların kendilerine verdiği plastik keseleri (kredi kartları) bol keseden kullanınca borç batağına saplandılar.



Amerikalılar, tarihlerinde en ‘borçlu’ oldukları dönemi yaşıyor. Tüketimin kamçılandığı kültürde, yeni elektronik eşyalar, giysiler, yiyecekler ve ‘’sahip olunması gerekli’’ diğer eşyalar için ağzını açacak kesesi olmayan Amerikalılar, bankaların kendilerine verdiği plastik keseleri (kredi kartları) bol keseden kullanınca borç batağına saplandılar.

Amerikalıların ortalama borcunu tam olarak hesaplayan bir sistem yok. Ancak ABD Merkez Bankası, bir süredir, tüketicinin emlak harici borçlarının ortalamalarına ilişkin istatistikler yayınlıyor. Yani hesaba, mortgage borcu, ipotek borçları, yerel ve federal emlak vergi ve harç borçları ve şirket borçları dahil değil.

Buna göre ortalama Amerikalının borcu 1948 yılında 1186 dolar iken 2010 yılı itibarı ile ortalama Amerikalının kişi başına borcu 10 bin 168 dolara yükseldi. Bu rakamlar doların 2010 yılı değerine göre hesaplandı. Aşağıdaki grafikte kırmızı renk ile gösterilen bu borç, kredi kartı borçlarını, öğrenci kredisi borçlarını, kişisel borçları ve emlak harici tüketim borçlarını içeriyor.



Bu istatistikte en göze çarpan ise grafikte yeşil renk ile gösterilen kredi kartı borçları. 1970 yılında önce ortalama Amerikalının hayatında kredi kartı borcu diye birşey gözükmüyor. Bu yıl itibarı ile ise her Amerikalının ortalama 3480 dolar kredi kartı borcu var. Kişi başı kredi borcu miktarı 1980 yılından beri yüzde 285 büyüdü.

Bir diğer dikkat çeken ise öğrencisi kredi kartı borçları. 1960’ların başından 1990’ların başına kadar 4000 – 5000 dolar aralığında istikrarlı şekilde kalan öğrenci kredisi borçları 1990’lardan itibaren keskin şekilde büyümeye başlıyor. Bunda en büyük neden, üniversitelerin ücretlerini enflasyondan bile fazla oranda arttırmaları. Bu devreden borç grafikte mor renkli çizgi ile gösteriliyor.

Amerikalının son 30 yılda ortalama borcunu artıran ana faktör kredi kartlarının popülerliği. Bir zamanlar bankalar sadece zengin müşterilerine bu kartı veriyordu. Ancak hızla büyüyen kredi skoru endüstrisi, bankaları çok daha geniş kesimlere kredi kartı verme konusunda çok rahatlattı. Ayrıca kredi kartı balanslarını da yükselttiler. Ancak orta ve alt gelir seviyesindeki insanlar, kradi kartı borçlarını üst gelir sınıfındakiler kadar rahat ödeyemeyince büyük bir borç batağı oluştu.

Ortalama toplam borcu sembolize eden kırmızı çizginin, ekonomik kriz başladıktan sonraki keskin düşüşü dikkat çekiyor. Bu özellikle iki sebepten kaynaklanıyor. Öncelikle bankalar, krizle birlikte kredi kartı vermeyi oldukça kısıtlayıp, balans limitlerini düşürdüler. Hem yeni ekonomik kurallardan ötürü hem de tüm kredi kartı sistemini ifalasa sürüklenmesi tehdidi sebebiyle. İkincisi, tüketici kendisi de daha az borçlanmaya başladı.

Ancak bütün bunlara rağmen ekonomistler kişi başı ortalama borcun bir daha 1990’lar seviyesine inmesine oldukça uzak bir ihtimal olarak görüyor. Borç artık Amerikalının ayrılmaz bir parçası mı yoksa kamçısı mı zaman gösterecek...

Cemal DEMİR
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.