SOMALİLİ MÜLTECİ GENÇ SERKGİ AÇTI

Duyurular

Kendisinden bir yaş büyük abisiyle 13 yaşındayken uzun bir yolculuk sonrası Türkiye’ye gelen Somalili Abdi Deeq’in çektiği fotoğraflardan oluşan bir sergi açtı.

 SOMALİLİ MÜLTECİ GENÇ SERKGİ AÇTI
Kendisinden bir yaş büyük abisiyle 13 yaşındayken uzun bir yolculuk sonrası Türkiye’ye gelen Somalili Abdi Deeq’in çektiği fotoğraflardan oluşan bir sergi açtı.
Kadıköy Belediyesi Tasarım Atölyesi Kadıköy Somalili bir gencin fotoğraf sergisine ev sahipliği yapıyor. 13 yaşında babasının bir terör saldırısında hayatını kaybetmesinin ardından kendinden bir yaş büyük ağabeyiyle birlikte Türkiye’ye gelen Abdi Deeq’in çektiği fotoğraflardan oluşan sergi 25 Ekim Çarşamba akşamı Kadıköy Belediyesi TAK’ta sergilenmeye başladı. “Sil Baştan” adlı fotoğraf sergisi 10 Kasım’a kadar gezilebilecek.
Abdi Deeq Somali’den Türkiye’ye uzanan yolculuğunu, çektiği fotoğrafları Gazete Kadıköy’den Alper Kaan Yurdakul’a anlattı.
“YAŞAYALIM Kİ BU DÜZENİ DEĞİŞTİREBİLELİM”
Somali’den ayrılış süreci nasıl oldu? Buraya geldikten sonra hayatın nasıl şekillendi?
Babamın Al-Shaabaab terör örgütü tarafından öldürülmesinin ardından ailemi ve ülkemi bir gecede kaybettim. Somali erkek çocuklar için çok tehlikeli bir yer. Orada eğitimimize belki de hayatımıza devam etmemiz çok zordu. Annem, ben ve ağabeyimi göndermek zorunda kaldı. Henüz sadece 13 yaşındayken, kardeşimle birlikte uzun bir yola koyulduk, bu yolculuğun bir gün “göç” olarak adlandırılacağını o zamanlar bilmiyorduk. Zorlu bir yolculuğun ardından, İstanbul’a vardığımızda Birleşmiş Milletler tarafından Yeldeğirmeni ÇOGEM refakatsiz mülteci çocuklar yurduna yerleştirildik ve kardeşimle ben liseye gitme fırsatını bulduk. Bir annenin evlatlarını göndermek zorunda kalması çok büyük bir acı. Bizim açımızdan da çok zor anneden, memleketinden uzak kalmak. Ama biz yaşamak zorundayız. Yaşayalım ki bu düzeni değiştirebilelim. Barışı, güvenliği bütün üçüncü dünya ülkelerine getirebilelim.
“KENDİMİ İFADE EDEBİLMEK İÇİN ÇEKİYORUM”
Lise son sınıfta Elif Hoca yurdu ziyaret etti ve onunla tanıştık. O günden beri birlikte projeler yapıyoruz. Sonra fotoğraf sanatına olan merakımdan sınava girdim ve Bahçeşehir Üniversitesi Fotoğraf ve Video bölümünü kazandım ve ilk sergim için şimdi buradayım.
Peki, fotoğrafa olan bu tutkunun sebebi ne? Türkiye’de yaşayan insanlar mültecilere nasıl yaklaşıyor? Özlüyor musun doğduğun toprakları? Fotoğraf sergisinden bahseder misin?
Yeldeğirmeni’nde yurda yerleştiğim gün yaşadıklarımıza ve hissettiklerimize ayna tutması için fotoğraf sanatına merak saldım. Kendimi konuşarak düzgün ifade edemediğimi fark ettiğim için fotoğrafla kendimi nasıl ifade edebilirim diye düşündüm. Konuşarak ifade edemiyorsam başka bir şey yapmalıydım. Ben de fotoğraf çekmeye başladım. Fotoğraf çekmeye başladıktan sonra kendimi daha özgür ve daha özgüvenli hissediyorum
Benim gördüğüm kadarıyla Türkiye’de yaşayan insanlar çok sıcakkanlı ve yardımsever. Fakat bazı sıkıntılar var. Mesela Türkiye’de oturma izni alabiliyorsun ama vatandaş olamıyorsun. Vatandaş değil mülteciyken de bu ülkeden çıkma hakkın olmuyor. Ben öğrenciyim ve mülteciyim. Annem çok uzaklarda. Ben onları görme hakkına sahip değilim. Somali’ye gidemiyorum. Çünkü bir daha dönmem imkânsız oluyor. Annem de gelemiyor. O konuda biraz Türkiye’yi eksik buluyorum.

“ÖZLEMEKTEN ÖTE…”
Özlemek değil yaşadığım. Özlemekten öte bir şey. İfade edemeyeceğim kadar özlüyorum. Çocukluğum, annem, kardeşlerim, vatanım… Ne kadar kötü durumda olursa olsun özlenilmeyecek bir yer değil Somali. İnanıyorum ki dünyayı bir gün daha iyi bir hale getirerek, daha yaşanabilir bir yer haline getirerek, barışı getirerek o topraklarda tekrar yaşayacağım. Sadece Somali değil bütün üçüncü dünya ülkeleri için, bir insan olarak bunu söylüyorum.
“MÜLTECİ ÇOCUKLARA ADADIM”
“Sil Baştan” adlı ilk fotoğraf sergimi, çocuk olmak ve olabilmek için sınırları aşan ve hayatları bekleyiş, sabır ve umut ile geçen tüm mülteci çocuklara adadım. Burada fotoğraf sergisinde benim Türkiye’ye geldikten sonraki yaşadıklarımı ve hissettiklerimi aktarmaya çalıştım. Sergi, hayatımı değiştiren Yeldeğirmeni Yurdu’nun fotoğrafıyla başlıyor. Ve oyun oynamak için ipleri geçen bir çocukla devam ediyor. Oyun oynayabilmek için çocuklar bazen sınırları aşmak zorundadır. Ben de sınırları aştım ve buradayım. Bunun dışında sergide yaşanan ölümleri de göstermek istedim. Türkiye’den kaçmak isteyen birçok mülteci var. Birçoğu denizde boğularak ölüyorlar. Ben Haydarpaşa’daki kullanılmayan trenleri çektim ve açıklama olarak “bu trenler hiçbir yere gitmiyor” dedim. Yine görüyorsunuz köksüz ağaç fotoğrafları var. Bu da benim “köklerim nerede” çığlığım.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.