Başbakan Recep Tayyip Erdoğan; "Filistin'e bahar gelsin"

Arap Baharı turuna Mısır'dan başlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Arap Birliği Dışişleri Bakanları Konsey Toplantısı'nda Filistin'in devlet olma girişimlerine destek istedi ve İsrail'in barışın önünde engel olduğunu söyledi. Merakla beklenen konuşmasına katılımcıları Arapça selamlayarak başlayan Erdoğan, Türk-Arap ilişkileri ve Arap Baharı'ndan Libya ve Ortadoğu meselelerine uzanan çok sayıda konuya değindi. Suriye konusuna üstü kapalı değinen Erdoğan'ın konuşması sık sık alkışlarla kesildi.
Erdoğan, 'Gelin, Filistin bayrağını göndere çekelim ve o bayrak Ortadoğu'da barışın, adaletin sembolü olsun. Gelin, Ortadoğu'ya hak ettiği barış ve istikrarın gelmesine katkıda bulunalım'' dedi.
ARAMIZDAN GÜNEŞ IŞIĞI GEÇMESİN
'Türk ve Arap halkları olarak, ebedi kardeşliğimizden aldığımız güçle aramızdan gün ışığının geçmesine izin vermeyecek kadar saflarımızı sıkı tutmalıyız' diyen Başbakan Erdoğan, Filistin davasının, 'ayaklar altına alınmak istenen insanlık onurunu ayağa kaldırma ve dik tutma mücadelesi'' olduğunu belirtti.
İSRAİL ŞİRAZESİNDEN ÇIKMIŞTIR
İsrail'e yönelik eleştirilerini sürdüren Erdoğan, şöyle devam etti: 'Bölgemizde vuku bulan değişim ve dönüşüm sürecinde ihtiyaç duyan herkese dostluk elimizi uzattık. Uzattığımız bu dostluk elini muhabbetle tutanlar olduğu gibi elimizi havada bırakanlar da oldu. Biz buna da aldırmadık. Halkların meşru talepleri karşısında bugün takınacağımız tutum ve atacağımız adımların hesabı ancak halklar tarafından sorulabilir. Bu çağrım bölgemizdeki tüm ülkeler için geçerlidir ve buna İsrail de dahildir. İsrail, bir yandan bölgemizde meşruiyetini sağlamaya çalışırken, diğer yandan da kendi meşruiyetinin temellerini sarsan sorumsuz adımlar atıyor. Uluslararası sularda askeri bir saldırı düzenleyebilecek kadar şirazesinden çıkmıştır.
HALKINI KATLEDEN MEŞRUİYETİNİ YİTİRİR
Başbakan Erdoğan, Kahire Üniversitesi'ndeki tarihi konuşmasında Suriye Devlet Başkanı Esad'ı eleştirirken şu ifadeleri kullandı: 'Biz, totaliter, otoriter, otokratik sistemlerin karşısındayız. Halkını katleden bir lider meşruiyetini kaybeder. Daha da öte insanlık vicdanında ebediyen mahkum olur. Peygamber Efendimiz, Rehberimiz, Resulullah Efendimiz buyuruyor ki: 'Hasibu enfüseküm kalbe entu hasibu', hesaba çekilmeden evvel kendinizi hesaba çekin. Unutmayalım ki; bu reçete bizi bütün felaketlerden koruyacak olan ebedi bir ölçüdür. Kardeşlerim, bizler bu alemde faniyiz 'Biz şüphesiz her şeyimizle
Allah'a aitiz ve şüphesiz O'na döneceğiz. İnna Lillahi ve inna ileyhi raciun. Bu dünya, bizden önce kimseye kalmadı, bizden sonra da kimseye kalmayacak.''

KE EN LEM YEKUN
BM'nin hazırladığı Palmer raporuna çatan Erdoğan şunları söyledi: 'Bu raporun bizim için hiçbir hükmü yoktur, olmayacaktır. Gazze'ye uygulanan ablukanın yasal olduğunu söyleyecek kadar İsrail tezlerinin esiri olan bu rapor bizim için, Arapça ifadesiyle 'ke en lem yekün' (yok hükmünde).' Devletlerin de işledikleri cinayetlerin bedelini ödemesi gerektiğini söyleyen Başbakan, 'İsrail ne zaman makul, sorumlu, ciddi, insan hakkına, yaşam hakkına saygılı, 'normal' bir devlet olarak davranırsa, ancak o zaman içine düştüğü yalnızlıktan kurtulmayı başarabilecektir. İsrail özür dilemedikçe, öldürülen şehitlerimizin ailelerine tazminat ödemedikçe ve Gazze'ye uyguladığı ablukayı kaldırmadıkça Türk-İsrail ilişkilerinin normalleşmesi söz konusu olamayacaktır. Devletler de işledikleri cinayet suçlarının bedelini ödemelidir' dedi.

Alevi-Sünni savaşından korkuyor
Başbakan Erdoğan, Mısır'ın El Şuruk gazetesine verdiği röportajda, Suriye'de Alevi ve Sünniler arasında iç savaş çıkmasından korktuğunu söyledi. Erdoğan, 'Alevilerin rejim içinde ve güvenlik birimlerinde önemli pozisyonlarda olduğunu biliyoruz. Halkın öfkesi de onlara yönelik' dedi. Erdoğan, protestocuların ölümünden sorumlu tutulan bir grup hükümet yanlısı milisin de Alevi mezhebinden olduğunu, bunun da Alevilerle Sünni çoğunluk arasındaki anlaşmazlığı daha da derinleştirdiğini belirtti. Erdoğan, 'halkın sesini dinlemekte başarısız olan' Esad'ın kendisinden beklenen adımları atmaması halinde bunun 'bedelini kişisel olarak ödeyeceğini' söyledi. Türkiye'nin, Suriye'nin bölgedeki en yakın müttefiki İran'la temaslarının sürdüğünü belirten Başbakan, Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun Tahran'ı ziyaret edeceğini ve kendisinin de Tahran'a gidip İranlı yetkililerle görüşeceğini açıkladı.

'İslam dünyasını birleştir'
Başbakan, Opera Binası'na girerken, 'Mısır-Türkiye elele sloganlarıyla' karşılandı. Erdoğan, kürsüye çıkarken de, 'En değerli Tayyip'imiz, onur güneşimiz'',
''En değerli Tayyip'imiz, İslam dünyasını birleştir'' sloganları atıldı.
Erdoğan, sloganlar nedeniyle konuşmasına uzun süre başlayamayadı.

BM raporu: Gazze ablukası yasa dışı
BM insan hakları uzmanları, İsrail'in Gazze Şeridi'nde uyguladığı deniz ablukasının uluslararası hukuka aykırı olduğunu bildirdi. Bağımsız 5 BM uzmanının oluşturduğu heyetin, BM İnsan Hakları Konseyi'ne sunduğu raporda, 'İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ablukanın yasal olduğunu'' öne süren Palmer Raporu'nun sonucu reddedildi. Ablukanın, 'uluslararası insan hakları ve insani hukuku pervasızca ihlal ederek'' Gazzelileri toplu cezalandırmaya maruz bıraktığı kaydedildi. 4 yıldır süren ambargonun 1,6 milyon Filistinliyi temel haklarından yoksun bıraktığı ifade edildi. Heyetteki uzmanlardan Richard Falk, Palmer raporunun İsrail ile Türkiye arasında siyasi uzlaşmayı amaçladığını ifade etti. Falk, raporda siyasetin yasaya üstün gelmesinin talihsizlik olduğunu belirtti. BM İnsan Hakları Konseyi'nin Mavi Marmara baskınıyla ilgili bir başka soruşturma heyeti de geçen eylüldeki raporunda ablukanın uluslararası yasaları ihlal ettiği neticesine varmıştı. Uluslararası Kızılhaç Teşkilatı da ablukanın Cenevre Sözleşmeleri'ni ihlal ettiğini bildiriyor.

'Gel artık çocuklar ölüyor'
Başbakan Erdoğan, Gazze'ye gitmeyeceğini söylese de Gazzeli çocuklar Türk bayrakları ve Erdoğan posterleriyle Türk Başbakan'ı bekledi. Ahmed Farhi adlı çocuk şu mesajı okudu: 'İsrailli askerlerin tankları ve uçaklarıyla Gazzeli çocuklar ölüyor. Buna tek bir kişi karşı duruyor. Seni ve ismini çok sevdik. İsmini okullara, dükkanlara ve çocuklara veriyoruz. Hadi gel, zamanımız kalmadı. Sana ihtiyacımız var, bizi tek başına bırakma, seni seviyorum.' (Akşam)