Blog yazarı Achilles Valentin’den fantastik edebiyatı severlere müjde. Yazarın yeni kitabı “Kayıp Çağ” Sola Yayınları etiketi ile raflarda yerini aldı.
Okuyucularını her kitabında gizemli bir dünyanın içinde yolculuğa çıkaran blog yazarı Achilles Valentin’in hikâyesini üçüncü bir şahsın ağzından, farklı karakterlerin bakış açısıyla anlattığı ve zaman kadar eski bir aşk hikâyesi olarak tanımladığı Kayıp Çağ serisinin ilk kitabı “Kelimelerin Devri” Sola Yayınları tarafından yayınlandı.
Üstünde yaşadığımız gezegende hayatın başlangıcına ilişkin dünyanın her yerinde kimi söylenceler anlatılana gelir. Şaşırtıcı bir şekilde bir çoğunun ortak noktaları var. Sanki tek bir kaynaktan besleniyormuş gibi. Ama bu anlatılanların da ötesinde ya da öncesinde bir şeyler olduğunu düşünürdüm hep” diyen yazar, Kayıp Çağ ile yaradılış mitlerinin anlatıldığı devirlerin öncesinde gezegenimizin nasıl bir yer olduğu sorusuna cevap arıyor.
KAYIP ÇAĞ, “Kelimlerin Devri” Hakkında;
Aniden üstlerine inen kılıç, bir hamlede ayırdı bedenlerini.
Hemen yanında çığlık çığlığa bağırmaya başlayan dişiye baktı. Kızıl saçlar savruldu gözünün önünde. Kendi yarasından fışkıran mavi sıvı, bakışlarını bulandırdı. Gözleri karardı.
Son bir gayretle kendisini toparlayıp, kafasını kaldırdı. Kılıcı tutan elin kendinden katbekat uzun sahibine baktı. O çok iyi tanıdığı sima kayboluyor, gittikçe kararan bir gölgeye dönüşüyordu. Elini uzatıp tutunacak bir yer aradı boş yere. Yarasının üzerine elini kapattı. İnlemelerinin arasında güçlükle sorabildi aklındaki tek soruyu;
“Neden?”,
Gölgenin cevabı merakını gidermedi; “Sana ihtiyacım var.”
Sendeleyerek bir adım geri çekildi. Yarasından yayılan acıya dayanamıyordu. Yüzünü ekşitti. Kızıl saçları maviye bulanan dişiye baktı tekrar. “Ya o?” diye sordu bu kez. Gölgenin bakışlarını fark etti boylarınca yükselmiş Nâr alevinin içinde. Arzuyla bakıyordu gölge dişiye. Sesi titredi soruyu cevaplarken; “Onun için başka bir hesabım var.” Hemen ardından toparlanıp; “Yaklaş!” dedi sertçe.
Göğsünden yükselen itirazlara rağmen karşı koyamadığı gücün sahibine doğru ilerledi. Gölgenin eli yüzüne uzanırken “Hayır!” diye haykırdı. Kaçmayı düşündüğü anda yakalandı. Gölge elin başparmağı, alnının ortasına dayanılmaz bir kuvvetle bastırdı. Parmak burnuna doğru ağır ağır kayarken Nâr karardı. Bilinenler unutuldu. İhanetin adı konuldu.