Ataşehir’de Çok Ciddi Gelişme Var

CHP ATAŞEHİR

CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt; Belediye Başkan Battal İlgezdi yönetiminde Ataşehir’de çok ciddi gelişme olduğunu, Ataşehir'in sorunlarını TBMM'de dile getirdiğini söyledi.

Ataşehir’de Çok Ciddi Gelişme Var
Recep Kenan/Ataşehirweb.com

CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt; Belediye Başkan Battal İlgezdi yönetiminde Ataşehir’de çok ciddi gelişme olduğunu, Ataşehir'in sorunlarını TBMM'de dile getirdiğini söyledi.

Örgütten gelen siyasetçi olmanın bütün izlerini taşıyan, seçim bölgesi olan İstanbul 1, bölge ile İstanbul’daki Çankırı dernekler ve diğer STK ile hemşeri derneklerinin bütün etkinliklerine katılan, katıldığı bu etkinliklerde halkın istek ve şikayetlerini dinleyen, çalışkan bir milletvekili ile birlikteyiz. “Seçildim işim bitti.”demeyen. Bunu diyenlere de, “Asıl çalışma seçildikten sonra olmalıdır”ı yaptığı çalışmalar ile gösteren CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt.
 
Seçildikten sonra asıl görevi olan vekaleti gereği gibi yerine getirdiğini, milleti temsil ettiğini düşündüğümüz, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt ile gazetemize yaptığı ziyarette gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi sunuyoruz sizlere.


*İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt’ü kısaca tanıyabilir miyiz?

Kadir Gökmen Öğüt Kimdir?
Ben diş hekimi Kadir Gökmen Öğüt. Siyasi geçmişim; Cumhuriyet halk Partisi (CHP) ve Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP)’de ilçe başkanlığı olarak görev yaptım. İstanbul Diş Hekimleri Odası’nda uzun yıllar yöneticilik yaptım. Son olarak ta İstanbul Diş Hekimleri Odası Başkanlığı yaptım. Bunun dışında birçok dernekte yöneticilik yaptım. Halen aktif siyasetteyim. İstanbul Milletvekili olarak görev yapıyorum. 

1959 Çankırı Çerkeş doğumluyum. 1973’den bu yana İstanbul’da yaşıyorum. 1976'da Kabataş Erkek Lisesi’nden, 1981’de Diş Hekimliği Fakültesi’nden mezun olup eğitimimi tamamladıktan sonra diş hekimliğine başladım. 30 yıldır Kadıköy’de Altıyol’daki muayenehanemde Diş Hekimlik mesleğimi sürdürmekteyim. Evliyim bir çocuğum var. 

*Bu gün siyasetteki geldiğiniz yerde, milletvekili olmanızda parti örgütündeki geçmişinizin etkisi oldu mu?
Ben 16 – 17 yaşından beri dernekçilik ve siyasetle uğraşıyorum. Üniversitedeyken dernek yöneticiliği yaptım. Daha sonra Diş Hekimleri Odası’nda yöneticilik ve başkanlık yaptım. Uzun yıllardır dernek ve siyasetin içerisinde olan bir arkadaşınızım. Bu işleri seviyoruz sanırım ondan kaynaklanıyor. Siyaset çok farklı bir uğraş. Zevk alma ve hoşlanma meselesi. Oda bende var. 

1973’den bu yana İstanbul’da yaşıyor olmanın, diş hekimi olmamın ve muayenehanemin olmasının çevre edinmeme çok büyük katkısı oldu.

Uzun yıllar bu işlerle uğraşmanın sonucunda, milletvekilli olduktan sonra siyasi örgüt geçmişimin bana çok katkısı oldu.

Halkın sorunlarının tespiti, otobüs sorunu, okulların kapatılması ve fiziki koşulları, okullardaki hizmetlilerin sorunu bana kolayca ulaşıyor, ben de meclise taşıyorum. Halkla iç içe olduğumuz için hem halktan hem de örgütten bilgi geliyor.


*İstanbul’da Çankırılı milletvekili olarak Çankırı’ya ilginizin olduğunu biliyoruz. Çankırı için neler yapıyorsunuz? 
Çankırılıların manevi olarak bana çok katkıları oldu. Hem Çankırılılar Vakfı’nı hem de Çankırı Dernekleri Federasyonu (ÇANDEF)’nun ve derneklerin açık destekleri oldu. Bana verilen bu manevi destek Çankırı ve Çankırılıya hizmet etmek için teşvik oluyor.

Genel başkanımızın bizi Çankırı Gönüllü Milletvekili olarak atamış olması, doğal olarak benim Çankırı üzerine daha çok çalışma yapmamı gerektiriyor. Aslında Yozgat verilmişti bana ama ben Çankırı’yı istedim. Dolayısı ile daha iyi tanıdığım Çankırı ve Karabük’te daha faydalı olacağımı düşündüm. Karabük ve Çankırı bana bağlı iki il. Bu iki il ile ilgili çalışmaları ben yürütüyorum.


Başkan Battal İlgezdi Yönetiminde Ataşehir’de Çok Ciddi Gelişme Var

*Sizin milletvekili seçildiğiniz bölgenize dahil olan Ataşehir ile ilgili düşünceleriniz neler?
Ataşehir kurulmadan önce büyük bir bölümü Kadıköy’deydi. Ben de Kadıköy ilçe Başkanı olarak bu bölgeyi sokak sokak biliyorum. Ataşehir’de çok ciddi bir gelişme var. Bizim dönemimiz de başlayan, belediye olunca daha da hızlanan, sokaklara kadar inen bir hizmet var. Bu anlamda belediye başkanını ve çalışanlarını kutluyorum.

Bunun yanı sıra imar faaliyetleri çok ciddi şekilde ilerliyor. Biliyorsunuz Ataşehir’in imarını çıkarmıyorlardı. Benim de olduğum Ataşehir Belediye Başkanı ve Ataşehirlilerin olduğu bir eylem yapıldı Büyükşehir Belediyesi önünde. Bu durum karşısında Yenisahra ve Barbaros mahallelerinin imarını çıkarmak zorunda kaldılar. Eksiği ile hatasıyla çıkardılar ama onu daha da toparlayacağımıza inanıyorum. Daha da düzelecektir. Hemen karşısında 30 kat 50 kat yerler varken; yanındaki yerlerin emsallerinin düşük olması ne vicdana sığar, ne akla sığar, ne insanlık anlayışına, nede şehircilik anlayışına sığar. 

Her yer öyle mi olsun? Her yer öyle olmasın tabi. Şehrin nefes alabileceği düşük yoğunluklu yerler de yapmak lazım. Düşük yoğunluklu yer oranın değerini düşürmez. Düşük yoğunluklu yer, eğer sonradan her hangi bir şekilde yoğunluk yükseltilmezse; tersine, çok daha kıymetli hale gelir. 

İstanbul’un ortasında, denize beş dakika uzaklıkta, E5’in kenarında böyle bir vaha eğer düşük yoğunluklu yapılanırsa, çok yüksek getiri sağlar. 

Buradaki bütün amaç kimseyi kollamadan, birilerine rant aktarmak olmamalı, daha öncede birilerine haber verip satın almalarını sağlamak olmamalı. Bölge insanlarının, Yenisahra, Barbaros mahallelerinin sakinlerinin bildiği istediği şekilde yapılanmalıdır.


Ataşehir’in İmar İle İlgili Mecliste Soru Önergesi Verdim

*Yenisahra ve Yakın Çevresi 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı’nda öngörülen “İmar Hakkı Transferi” uygulamasındaki hak kayıpları ve adaletsizlik için bir girişiminiz oldu mu?
Biz gerekli girişimi yaptık, yaparız da. Ataşehir’in imar planı ve Yenisahra ve Yakın Çevresi 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı kapsamında ortaya çıkması muhtemel adaletsizlikler ortadan kaldıracak çalışmaları ile ilgili Mecliste soru önergesi verdim. TBMM Genel Kurulu’nda yaptığım konuşmalarda bu konuyu defalarca gündeme getirerek çalışmaları takip ediyorum. Kimsenin hakkının yenilmemesi konusunda yapılacak çalışmalara ön ayak oluruz. AKP’nin en büyük özelliği İstanbul’un rantını yemek. İktidara geldikleri günden beri 200 – 250 milyar dolarlık bir rant transferi yaptılar. Başbakan 16/9 konutlarına kızıyor, küstüm diyor. Küstüğü adamın açılışına gidiyor. Mecliste ben uyarıyorum; bir hafta sonra küstüğü adamın açılışına gidecek diyorum. Hiç bir şey fark etmiyor, yine açılışa gidiyorlar. Böyle bir uygulama var. Kendi aralarında iyi polis kötü polis oynuyorlar. Çünkü Türkiye’de sanayiyle, Türkiye’de üretimle ilgisi yok AKP iktidarının. Para kazanmanın tek yolunu biliyorlar; imar. Sürekli rantın peşindeler. 

Şimdi de denizi dolduruyorlar alınan hafriyatlarla. İstanbul’un iki yakasını birleştirecekler bu gidişle. Yenikapı’yı dolduruyorlar 3,5 km. Maltepe’yi dolduruyorlar 3,5 km. ÇED raporlarını rağmen. Her şey aleyhlerine ama biz yaptık oldu diyorlar. Vatandaşın fikrini almıyorlar. “İstanbul’da balık niye azaldı?”diye soruluyor. Balık yumurtlama alanlarının, yani doğal üreme alanlarının üstüne hafriyat dökülüyor. Doğal olmaya bu dolgu balıkların üreme alanlarını yok ederek doğanın bütün dengesini bozuyor. 

Ranta en iyi örneklerden biri de; Çamlıca’ya cami diye kandırdılar, etrafına AVM çıkartılar. Biliyorsunuz; gecekondu yapılırken önce bir cami yapılır, etrafı gecekondularla donatılırdı. Şimdi yine aynısını yapıyorlar. Çamlıca’ya şu anda Cami ile birlikte bir AVM yapılıyor. İnanılmaz bir rant ilişkisi var bu gün. 



AVM’lerin En Güzel Yerleri Yabancıların

*Ataşehir AVM cenneti oldu. Ataşehir ve Türkiye’de bu kadar AVM açılmasını doğru buluyor musunuz? Ülke ekonomimiz nasıl etkiliyor AVM’ler?
AVM’lerin vasıtası ile Türkiye’den yapılan transferin haddi hesabı yok. Ayrıca AVM kiracıları denilen bir gurup var. Bunlar AVM’lerde ezilen yerli gruplar. Bu yerli gruplara genelde en kötü yerler veriliyor. AVM’lerin en güzel yerleri öncelikle yabancı gruplara veriliyor. Daha sonra kalan yerler yerli şirketlerin kaymak tabakasına veriliyor. Bular kirayı ödeyemeyecek durumdalar. Öyle sözleşmeler var ki; hizmet bedeli altında, yüksek bedeller alınıyor. Ben bu AVM kiracılarının da takipçisiyim. 

AVM’lerin şehir içerisine bu kadar yüksek sayıda yapılması kadar katliam yok. İki nedenle Katliam. Bir; esnafı mahvettiler, mahallede esnaf kalmadı. İnsanlar alışverişlerini paraları olduğu zaman AVM’den yapıyorlar. Parası olmadığı zaman geliyor, mahalledeki bakkaldan yapıyor. Veresiye yazdırıyor. Böyle bir kısır döngü. Esnaf gittikçe fakirleşiyor.
 
İki; AVM’lerin yarattığı en büyük problemlerden birisi de trafik. Benim bildiğim bu bölgeye yakın 500 metrelik bir alanda, AVM sayısı üç tane iken; yeni açılanlarla birlikte AVM sayısı beş taneye ulaştı. Bu trafiğin altından kalkmak nasıl mümkün olacak? Böyle bir sistem kurdular. Alt yapıya gerek yok. AVM olsun, herkes gelsin alışveriş merkezlerini gezsin yeter.




Ranta Dayalı AKP İktidarı, Yeni Rant Alanları Oluşturmak Zorunda

*İstanbul’un akciğerleri kuzey ormanlarından geçen Kuzey Marmara Karayolu ve 3. Boğaz Köprüsü, 3. Havalanı, iki yakaya iki şehir ve “Çılgın Proje” Kanal İstanbul projelerini değerlendirir misiniz? 
Rant öyle bir şey ki dağıtmadığına an göçer. AKP iktidarı da ranta dayalı. İktidarının devamı için rant dağıtmak zorunda. Bunun için de sürekli yeni rant alanları oluşturmak zorunda. Kimse ülkenin büyümesine, İstanbul’un kentleşmesine, kentsel dönüşümüne karşı değil. Bunlar kentsel dönüşüm derken yine rantı düşünüyorlar. Kentsel gelişim, dönüşüm sırasında mutlaka bir rant oluşacaktır. Ama doğru olan; oluşan bu rantın orada yaşayanlar, hak sahipleri ile paylaşılmasıdır. Bölge insanı ile iktidar arasında bu rant paylaşımı olmazsa yapılan talana dönüşüyor. Birileri geliyor kapatıyor yada vatandaşa ait yeşil alanda kalan yeri ucuz fiyata alıyor. Bir müddet sonra bu yeşil alan imara açılıyor ve o yer trilyon ediyor.

Mecliste 2,5 olan emsali İmar oyunları, plan notları ile 11’e kadar çıkarabiliyorlar. Ama bunu Başbakan da söyledi; “Bunu yapmayın. Emsali 6 – 7’ye çıkartıyorsunuz. Yapamayın sakın, görmeyeyim.”dedi. Ama iş işten geçti. İstanbul mahvolmuş durumda şu anda. İki gündür İstanbul’da pus var. Bu pus hiç dağılmıyor. Sebep ne? İstanbul’da yüksek yapılanmaya izin verilmesiyle ortaya çıkan koşullar hava sirkülasyonunu sıfırladı.

Ormanlarımızı mahvediyorlar. 3, köprü yapılmasın diyen yok. İstanbul’a köprü yapılabilir. Ama bu köprü demiryolu köprüsü olması lazım. Marmaray türü bir şey olması lazım. Ormanlardan geçmemesi lazım. Ama hem havaalanını hem de çevre yolunu oradan geçirerek ve birlerine de daha önceden haber vererek bunu yapmaları, oraları rantsal olarak hakikaten inanılmaz bir cazibe merkezi haline getirdi. 


Vali Ve İçişleri Bakanı Hakkında Suç Duyurusunda Bulunduk

*Anayasal hak olan, gösteri ve yürüyüş kısıtlaması ile ulaşım hakkının ortadan kaldırılmasını nasıl açıklarsınız? 
Taksimi alan yapmaktan çıkarmaya çalışıyorlar. Alışveriş merkezi yapacaklar. Yaya merkezi yapacaklar. İstiklal caddesindeki küçük yürüyüş alanlarını da kaldıracaklar. Burada yürüyüşler olmasın istemiyorlar. Bu gün Başbakan bağırmış;”Burada yürüyemezsiniz, devletin gösterdiği yerde yapacaksınız kardeşim yürüyüşü, istediğiniz yerde yapamazsınız.”diye. Böyle bir Anayasal hakkı engellemek için ellerinden geleni yapıyorlar. 

Önceki vali Muammer Güler’de böyle yapmıştı. Mükafatını aldı. İçişleri bakanı oldu. Şimdiki vali de onu yapmaya çalışıyor. Hedefi içişleri bakanlığı. Ama AKP Hükümeti o kadar yaşamayacağı için hayal kırıklığına uğrayacak. Valinin elinde bomba var dediği kızımızın görüldü ki elindeki, gazdan etkilendiğinde yüzünü yıkamak için sirke. Gaz bombasının etkisini azaltmak için sirke elindeki. Sirkeyi bütün toplumun gözünün önünde bomba diye kandırdı insanları. Böyle bir valimiz var. Bizde onun hakkında suç duyurusunda bulunduk. Vali ve İçişleri Bakanı
hakkında. 

Köprüleri ancak savaş halinde açabilecekken maalesef bu gün bunu da yaptılar. 23 bin plisi getirdiler Türkiye’nin her tarafından TOMA ları getirdiler. Ben oradaydım; sıkılan ve hedef gözetilerek atılan gaz bombasının haddi hesabı yoktu. Gaz bombasının üstünde aynen şöyle yazıyor; “150 metreden yakından atılmaz. 45 derece yukarı atılır.” Benim gözümün önünde onlarca fişeği hedef gözeterek attılar. Benim üç arkadaşım bizzat yaralandı. Diğerleri de ciddi gaz saldırısına maruz kaldılar. 




“Haydarpaşa’nın Kenarına 70 Bin Kişilik Stat Yapacağız”

*Yakından ilgilendiğinizi, takip ettiğinizi bildiğim Haydarpaşa’da son durum nedir? 
Haydarpaşa’da sorun şu; Asya kıtasının ve Anadolu’nun batısında tiren yolunun başlangıcı olan Haydarpaşa’yı fiilen yok edip, Söğütlüçeşme’yi merkez yapmaya çalışıyorlar. Haydarpaşa böylelikle yok olacak. Küçük bir banliyö tireni koyacaklar belki. Onu da hızlı tiren diye Marmaray’ın altına sokacaklar. 1 milyon 400 bin metrekare alanı olan Haydarpaşa’yı rezidanslar, alışveriş merkezleri haline getirmeye çalışıyorlar. Kadıköy Meydanı’nı “çadırhane ” yapmaya çalışıyorlar. En son bakan yeni bir şey daha söyledi o da şuydu; “Haydarpaşa’nın kenarına 70 bin kişilik stat yapacağız.”dedi. itiraz edince de; “Prefabrik olacak. Biz onu başka yere taşıyacağız sonra.”dedi.


Yüksekte Oturmakla Allaha Yakın Olunmuyor

Yani yine yeni bir alan doldurma stratejisi. Önce bir alanı dolduracaklar. Birkaç sene sonra da; tamam biz bunu kaldırıyoruz diyerek oraya rezidanslar yapacaklar. Yani bunlar analarından babalarından rezidansla doğmuşlar. Bir arkadaşımın söylediği bir cümle var; “Allaha yakın olmak yüksek binada oturmakla olmuyor.” Yani yüksekte oturmakla Allaha yakın olmuyorsun. Yine söylenen bir şey; “Mücahit olarak geldiler. Müteahhit olarak devam ediyorlar. Yürü ya kulum demiş adeta bunlara.” 


Belirledikleri, Almak İstedikleri Yerlere Seçmen Kaydı Kaydırıyorlar

 *Başladığınızı bildiğim önümüzdeki “Yerel Seçim” çalışmaları hakkında bir şeyler söylemek istermisiniz? 
Bütün örgütler son derece ciddi çalışıyor. Ev ev dolaşıyoruz, dolaşacağız. Bizim Anakent seçimlerini alma gibi bir sıkıntımız olmadığını düşünüyorum. Halkın bıkkınlığının had safhaya geldiğini düşünüyorum. Bu rant yağmasının da insanların gözünün önünde yapıldığını görüyoruz. Bunun yanı sıra şunu da söylemek isterim; özellikle bu tür yeni yapılaşmakta olan yerlere ve hedef olarak belirledikleri, almak istedikleri yerlere (bunlardan birisi de Ataşehir) bol miktarda seçmen kaydı kaydırıyorlar. Bunların hepsini ev ev tespit edeceğiz. Bu kaydırmaları engelleyeceğiz. Çünkü muhtarları devre dışı bıraktılar. Eskiden muhtarlar kayıt tutabiliyordu. Bir ilçede olduğu gibi, nüfus müdürlerini de meclis üyesi milletvekili yaparak ödüllendirmek istiyorlar. 



Battal İlgezdi’nin Çankırılılarla Yakın İlişkisi Onur Verici

Son olarak sesleri olmaya çalıştığımız, bizi takip eden Ataşehirliler ile İstanbul’daki Çankırılılara ve diğer seçmenlerinize söylemek istedikleriniz neler?

Biz şu ilişkiyi kurduk; Çankırı’nın bütün köy muhtarları, hangi siyasi partiden olursa olsun belediye başkanları, bir sıkıntıları olduğu zaman artık mecliste bana geliyorlar. Sıkıntılarını bana bildiriyorlar. Her gün Çankırı’dan misafirlerim var. Onların sorunlarını çözmeye çalışıyorum. Bunun yanı sıra İstanbul’daki bütün Çankırılıların, arkadaşlarımızın bütün toplantılarına gidiyorum. Onların Cumhuriyet Halk Partisi ile muhabbetini geliştirmeye çalışıyorum. Çok da başarılı sonuçlar aldığımızı söyleye biliriz. Şimdiye kadar hemşerilerimizle yeteri kadar ilgilenemediğimiz için ben partim adına burada hicap duyuyorum. Bizim çabalarımız vardı ama yeterli değildi. Ama seçim öncesi Genel Başkanımız Çankırı’ya gitti. Önümüzdeki günlerde bir kez daha gidecek Çankırı’ya. 

Çankırı’nın bütün sorunlarını çözmek için Mecliste uğraşı veriyoruz. Ataşehir’de Çankırılılar tarafından yürütülen bir dernekleşme çalışması var. Ataşehir Belediyesinin de derneklere yer vereceğini duydum. Buna çok sevindim. Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi’nin de Çankırılılarla yakın ilişkisi var. Bu da benim için ayrıca onur verici bir durum.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.