Çankırı Ilgaz'da Etnografya Müzesi
Çankırı Ilgaz'da Etnografya Müzesi
Çankırı Haberleri
Çankırı'nın Ilgaz ilçesinde yaşayan İsmail Esen'in emekli olduktan sonra etnografya müzesine çevirdiği evi büyük ilgi görüyor.
Ilgaz ilçesine bağlı Gaziler köyünde yaşayan İsmail Esen'in (67) kendi imkanlarıyla müzeye dönüştürdüğü ev adeta tarihe ışık tutuyor. Bir odası, bahçesi ve kapı önündeki çardaklık bölümü müze olarak kullanılan evde geleneksel el sanatlarından eski tarım aletlerine kadar çok sayıda eser bulunuyor. Hal böyle olunca da Esen'in evi ziyaretçi akınına uğruyor. Evi ziyaret edenler de tarihe yolculuk yapıyor.
Eşi ve kızıyla birlikte yaşayan Esen, ömrü boyunca biriktirdiği yaklaşık 500 çeşitli eski eşyayı evinde topladığını söyledi. Amacının unutulmaya yüz tutmuş değerlerin yaşatılarak gelecek nesillere aktarmak olduğunu belirten Esen, "Gelecek nesile, çocuklarımıza, torunlarımıza geçmişimizi hatırlatmamız gerekiyor. Bu tarih bilinci oluşmuş herkesin görevidir. Şimdi çocuklarımıza eski eşyalarımızı gösterdiğimiz zaman ne olduğunu bilmiyorlar. Geçmişini bilmeyen bir nesil, önünü asla göremez. Bende bu ışıkla yola çıkarak böyle bir müze oluşturdum ve vatandaşların hizmetine sundum" diye konuştu.
Esen, evinde ve bahçesinde tarihi eserleri sergilerken, isteyen vatandaşların da evini ziyaret edebileceğini söylüyor. Yaklaşık 16 yıl köyünde başağalık yaptığını ifade eden Esen, oluşturduğu müzeyle insanlara ışık tutacağını belirtiyor.
Oluşturduğu müze evin Çankırı'da örnek teşkil ettiğini anlatan Esen, "Ben yaşamım boyunca ne gördüysem, alıp bu müzeye bir tane örneğini koydum.
Bu işe ilk başladığımda sıkıntılar yaşamıştım ama zamanla komşularımda bana destek olmaya başladılar. Ben köyümüzde 1988 yılından 2004 yılına kadar baş ağalık yaptım. 2004 yılında by-pass ameliyatı geçirdim ve bırakmak zorunda kaldım. O günden sonra benim köydeki lakabım başağa kaldı. Bu unvana layık olabilmek için, bu müzeyi oluşturdum" ifadelerini kullandı.
Maddi bir beklentisinin olmadığını ifade eden Esen, "Burası bir dost arkadaş evi, gelen bir acı kahvemizi içer ve gider. Allah'a şükürler olsun ziyaretçimiz oldukça fazla. Burayı görebilmek için adeta sıraya giriyorlar. Böylesi değerli bir ortam maddiyatla ölçülemez. Bu müzeyi kendi ellerimde ben kurdum. Her parçanın ayrı ayrı güzellikleri var. Hayatımın sonuna kadar buradan tek parça çıkamaz" şeklinde konuştu.
Müze oluşumunun 7-8 yıla dayandığını kaydeden Esen, "Allah eşimden ve kızımdan razı olsun diyorum. Gelen gidenden başını alamıyorlar ama hep güler yüzle davranıyorlar. Gelen tekrar gelmek, rahatlamak istiyor. Bu nostaljik ortam herkesi mutluluğa götürüyor. Öyle olunca mutfak ağzına kadar doluyor. Biz 3 kişilik bir aileyiz, ama sırf misafirler için buraya bir bulaşık makinesi almak zorunda kaldım" dedi.
Paylaş: