Almnayanın Köln kentinde yapılan gösteriye, Polis katılımcı sayısını 20 bin olarak tanımlarken, organizatörler 45 bin kişinin geldiğini belirttiler.
Türkiye’de 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimini protesto amacıyla Köln kentinde ‘Darbeye Karşı Demokrasi Platformu’ tarafından düzenlenen ve günlerdir Alman kamuoyunda tepkilere neden olan gösteri 20 bin kişinin katılımıyla olay çıkmadan sona erdi. Köln polisi bir yanda Türk göstericilerin, diğer yanda ise SPD, Sol Parti ve Yeşiller’in gençlik örgütleri ve bazı Kürt grupların, ayrıca Alman ırkçı grupların karşı karşıya gelebileceği ve olay çıkabileceği tahmininde bulunmuştu.
Geniş güvenlik önlemleri alınan ve 2700 polisin görev yaptığı gösteriye, Almanya’nın yanısıra Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden göstericiler, özel araçlarıyla, otobüslerle, trenlerle geldi. Mitingi düzenleyenler 100 bin kişiyi toplamayı hedeflediklerini açıklamışlardı, Köln polisi ise 30 bin katılım bekliyordu.
Polis katılımcı sayısını 20 bin olarak tanımlarken, organizatörler 45 bin kişinin geldiğini belirttiler. AK Parti'nin Avrupa kolu olarak faaliyet gösteren Avrupalı Türk Demokratlar Birliği UETD’nin girişimiyle yapılan gösteriye 100 sivil toplum örgütünün destek verdiği kaydedildi. Gösteri İstiklal Marşı ve Alman Milli Marşı'nın okunmasıyla başladı.
15 Temmuz'daki darbe girişimine karşı çıkarken yaşamını yitirenler için saygı duruşundan sonra yapılan Türkçe ve Almanca konuşmalarda, mitingin darbeye karşı demokratik bir tavır olarak anlaşılması gerektiği vurgulandı. Yapılan konuşmaların sıklıkla Cumhurbaşkanı Erdoğan lehinde sloganlarla kesildiği ve bazı grupların da tekbir getirdiği gözlemlendi. Köln’ün Ren Nehri kıyısındaki geniş bir alanda yapılan gösteriye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın telekonferans yöntemiyle katılarak, katılımcılara konuşması planlanıyordu. Köln polisinin güvenlik gerekçesiyle buna izin vermemesinden sonra, organizatörler karara itiraz ederek, konuyu dün Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Ancak Anayasa Mahkemesi de daha önce verilen kararı onadı.
Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamada Erdoğan’ın gösteriye videokonferans yoluyla katılımının engellenmesinin kabul edilemez olduğu ve Alman makamlarının konuya ilişkin izahta bulunacağının umut edildiği belirtildi. Avrupalı Türk Demokratlar Birliği UETD Genel Başkanı Zafer Sırakaya yaptığı açıklamada, “Hukuk açısından bu kararın kabul edilebilir bir tarafı yok. Siyasi bir karar olduğu çok net. Demokrasilerde insanların fikirlerini ve düşüncelerini iletmemeleri veya buna imkan sağlanmaması manidar bir tutum” dedi. Gösteri aniden bastıran sağnak yağmur nedeniyle de beklenenden erken bir saatte sona erdi. Ancak konuyla ilgili tartışmaların önümüzdeki günlerde de süreceği tahmin ediliyor. Gösteri öncesinde Alman siyasetinde ve özellikle basınında, Almanya’da yaşayan Türkler arasında kutuplaşmanın derinleştiği ve Türkiye’nin iç politik gerginliklerinin Alman sokaklarına taşındığı iddiaları ön plana çıktı.
Pazar günü çıkan gazetelerin hemen tümü ana yorumlarında Köln’deki gösteri ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan yanlısı gövde gösterisi’ olarak tanımlanırken, Ankara'nın bu vesileyle Almanya'daki Türkler üzerindeki nüfuzunu ispatlamayı hedeflediği şeklinde görüşler dikkat çekti. Geçen günlerde çok sayıda Alman siyasetçi Köln’deki darbe girişimini protesto gösterisinin Türkiye’nin iç politikasını Almanya’ya taşımak anlamına geldiğini ileri sürerek, buna karşı çıktılar ve gösterinin yasaklanması çağrısı yaptılar. CDU’lu politikacı Federal Maliye Bakanlığı Müsteşarı Jens Spahn gibi bazı politikacıların, “kimin kalbi Erdoğan için atarsa, kim Erdoğan ve AKP için sokağa çıkarsa, bunu en iyisi Türkiye’de yapsın” şeklindeki ifadelerle gösteriye katılanları Türkiye’ye dönmeye çağırması Türk göçmenlerin tepkisine neden oldu.