Ahmet Davutoğlu, AK Parti Genel Başkanı Seçildi.

Seçimde Kullanılan 1388 oyun, 1382'si geçerli sayıldı. Bu sonuçlara göre Dışişleri Bakanı ve Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu AK Parti Genel Başkanı seçildi.

Ahmet Davutoğlu, AK Parti Genel Başkanı Seçildi.
Ahmet Davutoğlu, AK Parti Genel Başkanı Seçildi.

Seçimde Kullanılan 1388 oyun, 1382'si geçerli sayıldı.  Bu sonuçlara göre Dışişleri Bakanı ve Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu AK Parti Genel Başkanı seçildi.

AK Parti Genel Başkanı olarak ilk konuşmasını yaptı;

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZA AYRICA TEŞEKKÜR EDİYORUM

"Sayın Cumhurbaşkanım, değerli divan, dava arkadaşlarım hepinizi saygıyla muhabbetle selamlıyorum. Teşekkür ve minnetlerimi bir kez daha ifade etmek istiyorum. Allah bu sorumluluğun gerekeğini yapabilme gücü versin. Sayın Cumhurbaşkanımıza ayrıca teşekkür etmek istiyorum, bana güç vermektedir.

İLK KEZ BÖYLE BİR DEVİR TESLİM YAPILDI


Bugün ve yarın Türk demokrasi tarihinde ilk defa böylesine devir teslim olmadı, hiç bir farklı görüş ve farklı izlenim olmadan tam bir birlik beraberlikte bir devir teslim oldu. AK Parti bugün,  ahlak ve erdem siyasetiyle farkını ortaya koymuştur.

Ayrıca yarın Türk demokrasi tarihinde ilk defa aynı partiden gelen aynı görüşten gelen iki Cumhurbaşkanı arasında devir teslim yapılacak. Sayın Abdullah Gül, yarın halkımız tarafından doğrudan seçilen Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a devir teslimi yapacaktır.

2015-2019 ALTIN ÖLÇEĞİNDE DEĞERLİ BİR DÖNEM

2019 yılına kadar altın ölçeğinde değerli bir dönem olacak. Tüm temel sorunlarımızı Anayasa başta olmak üzere 2015-2019 yılları arasında reformlarımızı gerçekleştireceğiz.

BİRLİKTE TER DÖKTÜK

Bugün bir sıcakta yoğun bir terlemeye rağmen yine bizleri terk etmedikleri için teşekkür ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız birlikte terleyip birlikte terlyeceğiz demişti, birlikte ter döktük. "

Ahmet Davutoğlu Kimdir, Eğitimi ve  hayatı
 
1959 yılında Konya’nın Taşkent ilçesinde doğan Ahmet Davutoğlu, İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirdikten sonra, 1983–84 eğitim öğretim yılında Boğaziçi Üniversitesi’nin Ekonomi ve Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümlerini çift ana dal programıyla(ÇAP) bitirdi. Aynı üniversitenin “Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler” bölümünde doktora yaptı.
 
1990 yılında, Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi’nde yardımcı doçent olarak çalışmaya başladı. Üniversitenin Siyaset Bilimi bölümünü kurdu ve 1993 yılına kadar bu bölümün başkanlığını yürüttü. 1993 yılında doçent oldu ve 1995–1999 yılları arasında Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde çalıştı. 1995 – 1999 yılları arasında Yeni Şafak Gazetesi’nde köşe yazarlığı yaptı. Ahmet Davutoğlu bu sürede Yeni Şafak’ta 200'den fazla yazı kaleme aldı. 1998–2002 yıllarında, Silahlı Kuvvetler Akademisi ve Harp Akademilerinde misafir öğretim üyesi olarak ders verdi.
 
1999–2004 yılları arasında profesör oldu ve Beykent Üniversitesi’nde, üniversite yönetim kurulu üyeliği, senato üyeliği ve Uluslararası İlişkiler Bölümü başkanlığı, Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde de misafir öğretim üyeliği yaptı.
 
AKP ve Ahmet Davutoğlu
 
Ahmet Davutoğlu, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve dönemin Başbakanı Abdullah Gül’ün 17 Ocak 2003'te birlikte aldıkları ve 18 Ocak 2003'te Resmî Gazete’de yayımlanan kararla büyükelçi ünvanı verildi. Ahmet Davutoğlu, 1 Mayıs 2009'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından Dışişleri Bakanlığı’na atandı.
 
YEPYENİ BİR SİYASİ DÜŞÜNCE TARİHİ OLUŞTURDU
 
İslam Konferansı Örgütü’nün kurduğu Uluslararası İslam Üniversitesi’nde Türkiye’den 15 kadar öğretim üyesi vardı. Daha sonra aralarına Yusuf Ziya Özcan da katılacaktı bu akademisyenlerin. Davutoğlu, bir hafta kadar sonra girdi ilk derse. Bir baktı, sınıf küçük bir Birleşmiş Milletler gibi. Sınıfın neredeyse yarısı Müslüman Malaylardan, kalanı da Çinli, Hint, Asyalı, Afrikalı öğrencilerden oluşuyordu. Her biri ayrı kültür havzasındandı. Fakat elindeki Sabine’in artık klasikleşen “Siyasi Düşünceler tarihi” kitabında onlar yoktu. Elindeki kitap Eflatun ile başlıyor, Aristo, Roma, Hıristiyanlık, Reform, Rönesans, Modern ideolojiler diye gidiyordu. İçinde Malaylar, Çinliler yoktu. Bunu yapamazdı. Oturdu, Konfiçyus’tan Taoizme, Hint ve tabii İslam kültürüne çalıştı. Onların yanına Osmanlı düşünürü Kınalızade’yi de ekledi ve yepyeni bir siyasi düşünce tarihi metni oluşturdu. Bu metin üzerinden verdi derslerini.
 
PARADİGMA’SINI HAZIRLADI
 
Malezya tam istediği türden bir laboratuvardı onun için. Yerel kültürü tanımak için hiçbir fırsatı kaçırmıyordu. Yerel festivallerin hemen tamamına eşi ve kızlarıyla beraber gidiyordu. Hem ailece de gezmiş oluyorlardı. 1993’te doçent oldu. Önce 1994’te “The Civilizational Transformation and the Muslim World” (Medeniyetin dönüşümü ve Müslüman dünyası) kitabını yazdı. Ardından aynı yıl, doktora tezi olan “Alternative Paradigms”ı (Alternatif Paradigmalar) kitap olarak çıkardı. İki yıl için gitmişti ama dört yıl kaldıktan sonra 1995’te ayrıldı Malezya’dan. Türkiye’ye döndüğünde aynı dosyasıyla yeniden başvurdu, doçentlik ünvanını burada da aldı. Çok geçmeden Marmara Üniversitesi’nde göreve başladı. Üniversitede kadro sorunları vardı. Önce sosyal bilimler yüksek okulunda başladı, sonra uluslararası ilişkilere geçti.
 
GÜL İLE İLK TANIŞMASI
 
1999’da profesör olduktan sonra da Beykent Üniversitesi’ne geçti. Yeni kurulmuş bir üniversiteydi Beykent. En çok yankı uyandıran kitabını da bu üniversitedeyken yayınladı. “Stratejik Derinlik” bir yıl içerisinde 13 baskı yaptı. Giderek akademik yaşamın dışında da aktif olmaya başladı. Harp Akademisi’nden MÜSİAD’a kadar birçok yerde konferanslar verdi. Abdullah Gül ile 1980’li yıllarda tanışmışlardı. Bir makalesi, Gül’ün ilgisini çekmiş, bunun üzerine tanışmışlardı. Aralarındaki dostluk, 1990’lı yıllarda Gül’ün, Suudi Arabistan’dan dönüşünden sonra oluştu. Daha sık görüşür oldular.
 
‘GÖLGE DIŞ İŞLERİ BAKANI’
 
Tayyip Erdoğan ile de belediye başkanlığı öncesinde tanıştı. Devlet Bakanlığı sırası ihtiyaç duyduğunda Gül’e yardımcı oldu. Danışmanlığı, Gül’ün 2002 sonrasında başbakan olarak hükümet kurmasıyla resmileşti. Davutoğlu, Başbakanlık Başdanışmanı olarak göreve başladı. Gül’ün önerisi dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in onayıyla büyükelçilik ünvanı aldı. Gül’ün Başbakanlığı Erdoğan’a devretmesinden sonra da görevine devam etti. Zaten onu Gül davet etse de sonra Erdoğan ile de biraraya gelmişler; o da daveti yinelemişti. Davutoğlu, o dönemde “gölge Dışişleri bakanı” gibi dış temaslarda etkili olmaya başladı.
 
DİPLOMASİ TRAFİĞİNİN ADAMI
 
AB ile temaslardan, Kıbrıs müzakerelerine, Irak savaşına kadar hemen her alanda rol aldı. Göreve gelirken iki üç yıl sonra ayrılmayı planlıyordu. Yazmayı planladığı kitaplara yoğunlaşmayı, üniversiteye dönmeyi hayal ediyordu. 2007 seçimleri yaklaşırken milletvekili olmayı düşünmediği gibi ayrılmaya niyetlendi. Seçim sonrasında dosyalarını hazırlamaya da başladı. Ancak ayrılmasını ne Erdoğan uygun buldu ne de Gül. Hem PKK eylemlerinin artması nedeniyle aniden kendisini yeniden yoğun bir diplomatik trafik içinde buldu. Erdoğan’ın özel uçağıyla çeşitli ülkelere giden, hükümet adına resmi temaslarda bulunan, Türkiye diplomasi tarihinde örneğine rastlanmayan bir “Başdanışman” haline geldi.
 
TÜRKİYE’NİN KISSINGER’I
 
Cumhurbaşkanı ve Başbakanın dış temaslarının, ikili görüşmelerinin değişmez ismiydi artık. Görüşmelerin en özel anlarına bile katılıyordu. ABD, Avrupa ülkeleri bile büyükelçilikler, Dışişleri yerine çoğu zaman onun telefonu, maili üzerinden Türkiye ile temaslar yürütüyordu. Gelen mesajları sonradan Dışişleri’ne aktarıp kayda geçiriyordu.
 
GİZLİ MEŞAL GÖRÜŞMESİ BÜYÜK OLAYDI
 
Şam’da Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ile görüşme görevi MGK bildirisiyle duyuruluyordu. ABD Başkanı Obama gelmeden önce Washington’a gidip hazırlıkları da o yürütüyordu. Geldiği noktanın dikkat çekmesi ise Suriye, Filistin ve İsrail ile temasları sayesinde oldu. Hamas lideri Halit Meşal ile gizli görüşmesinin ortaya çıkması epey gürültü kopardı. Artık “Türk diplomasisinin Kissenger’ı”, “Gölge adam”, “İnce bir taktisyen” olarak tanımlanıyordu.
 
40 YIL AYNI EVDE OTURDU
 
İlginç ama ayrı bir ekibi hiç olmadı Davutoğlu’nun. Başbakanlıkta, yardımcısı ve eski öğrencisi Ali Sarıkaya, bir sekreteri ve şoförü vardı sadece. Cumhurbaşkanlığı-Başbakanlık-Dışişleri Bakanlığı üçlüsü ile koordinasyon halinde çalıştı hep. Askerler de analizlerine önem verdi. Amacı, Türkiye’yi “merkez ülke” yapmaktı. Bölgedeki uçan kuştan bile haberdar olmaya çalışıyordu.
 
1.5 AY İÇİNDE 11 ÜLKEYE GİTTİ
 
Sonuç, 1.5 ay içinde 11 ülkeye gitmesiydi. Şubat sonundan itibaren Tanzanya, Kenya, İran, Irak, Çek Cumhuriyeti, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Katar ve Suriye’yi dolaşmıştı ve geziler aynı tempoda sürüp gidiyordu. 40 yıldır oturdukları Bahçelievler’deki evine çok az uğrayabiliyordu. Bu tempodan en çok yakınan da küçük çocuklarıydı. Babasının adını verdikleri oğlu Mehmet henüz 12 yaşındaydı, kızı Hacer Bike ise 10. İkisi de henüz ilkokuldaydılar. Davutoğlu, gittiği her ülkeden onlara birer hediye almayı ihmal etmiyordu.

2007 SEÇİMLERİNDE AYRILMAYA NİYETLENDİ

Göreve gelirken iki üç yıl sonra ayrılmayı, kitap yazmayı, üniversiteye dönmeyi hayal ediyordu. 2007 seçimleri yaklaşırken ayrılmaya niyetlendi. Ne Erdoğan kabul etti bunu, ne de Gül... Aniden kendisini yeniden yoğun bir diplomatik trafik içinde buldu. Şimdi ise Başbakanlığa yürüyor...
 
ESERLERİ

 
Alternative Paradigms: The Impact of Islamic ve Western Weltanschauungs on Political Theory. University Press of America, 1993
Civilizational Transformation and the Muslim World. K.L., Quill, 1994
Tarih idraki oluşumunda metodolojinin rolü: Medeniyetlerarası etkileşim açısından dünya tarihi ve Osmanlı. Divan Dergisi, 1999/2
Rewriting of Muslim Politics in the 20th Century: A Retrospective. Border Crossings (ed. Fred Dallmayr, Lexington, 2000, 91-112)
Stratejik derinlik: Türkiye'nin uluslararası konumu. Küre Yayınları, 2001
Küresel Bunalım. Küre, 2002.
Osmanlı Medeniyeti: Siyaset İktisat Sanat. Klasik, 2005
"Teoriden Pratiğe:Türk Dış Politikası Üzerine Konuşmalar". Küre Yayınları, 2013

Güncelleme Tarihi: 27 Ağustos 2014, 18:26
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER